Yaşam

İstanbul, dünyadaki büyük kentler arasında kişi başına düşen yeşil alanda son sırada

Yaşam kalitesi gittikçe düşen İstanbul’da giderek küçülen yeşil alanlar artık neredeyse yok olmak üzere...

İstanbul, dünyadaki büyük kentler arasında kişi başına düşen yeşil alanda son sırada (16 Ocak 2019)

KAMİL ERYAZAR

Yaşam kalitesi gittikçe düşen İstanbul’da giderek küçülen yeşil alanlar artık neredeyse yok olmak üzere

Dünya şehirleriyle ilgili istatistiksel raporlar yayınlayan World Cities Culture’ın son raporunda İstanbul, sahip olduğu yüzde 2,2’lik yeşil alan oranıyla 34 şehir arasında son sırada yer alıyor. Araştırmada en fazla yeşil alanı olan şehir yüzde 68 ile Norveç’in başkenti Oslo.

Şehir merkezlerinin yeşil alan yüzdesi park ve bahçelere ayrılmış olan yeşil alanları kapsıyor. Dünya Park ve Bahçeler Kurumu (NRPA) tarafından daha önce yayınlanan bir raporda İstanbul’da yeşil alanların artırılmasına öncelik verilmesi gerektiğine dikkat çekilmişti.

TEHLİKE SINIRI DA AŞILDI

Gökdelenleriyle ünlü New York’ta kişi başına düşen yeşil alan 27 metrekare. Viyana’da kişi başına 60, Amsterdam’da 45, Londra’da 27, Singapur’da 46, Madrid’de 14, Şanghay’da 18, Pekin’de 88 metrekare düşüyor. En yüksek oransa kişi başına 90 metrekare yeşil alanla Stockholm’de.

İstanbul’da ise 7.57 metrekare.

Dünya Şehirleri Kültür Forumu’nun 2015 verilerine göre, park ve bahçelerin İstanbul yüzölçümüne oranı % 2.2.

Istanbul’daki bazı belediyelerin kendi açıklamalarına göre, kişi başına düşen yeşil alan miktarı metrekare olarak şöyle: Şişli: 3.9, Kadıköy: 2.8, Beyoğlu: 3.2, Bakırköy: 10, Üsküdar: 8.2, Beşiktaş: 10, Sarıyer: 10, Fatih: 6.8, Sultangazi: 5, Beylikdüzü: 9, Esenler: 1

OSLO

World Cities Culture’ın araştırmasına göre, park ve bahçeleriyle öne çıkan Paris’te yeşil alan oranı yüzde 9,5. Avrupa kentlerinin yanı sıra geniş yeşil alanlara sahip olan Singapur, Sidney, Hong Kong, Seul gibi Asya ülkeleri de listenin üst sıralarında yer alıyor. İstanbul’da yeşil alanların yetersizliğini kabul eden yetkililer de bu yönde projeler üzerinde çalışıldığını belirtiyor.

SİDNEY

Londra’da 2015’te 300 gönüllü, kentteki ağaçları sayarak bunların tuttuğu karbondioksit ve engel oldukları hava kirliliğinin kente kattığı maddi değeri araştırdı. Buna göre park, sokak ve bahçelerdeki 8 milyon ağacın kente katkısı tam 6.1 milyar sterlin! (42 milyar lira). Araştırmaya göre Londra’nın ağaçları her yıl 2 milyon 367 bin ton karbon tutuyor, fırtına ve yağmur sularını hafifleterek her yıl 2.8 milyon sterlinlik katkı sağlıyor.

DÜNYADA BİNDİĞİ DALI KESEN BAŞKA BİR ÜLKE YOK!

İstanbul, iki ayrı kıta üzerinde kurulmuş, başta Boğaz olmak üzere eşsiz doğal güzelliklere sahip, bu özellikleriyle aynı zamanda küresel tarihe de damgasını vuran zengin bir kültürel mirasa sahip dünyanın en önemli kentlerinden biri.

Ancak çarpık kentleşme ve rant savaşı, dünyanın en güzel kentlerinden biri olan İstanbul’un doğal ve tarihi değerlerini hızla yok ediyor. Büyük bir ekolojik yıkımla karşı karşıya kalan kentte, yakın zamanda yeşil alan kalmayacak ve İstanbul soluksuz kalacak. İstanbul, ne yazık ki değerini bilip de koruyamadığımız bir ulusal varlığımız. Hem doğal güzellikleri hem de tarihi değerleri gözümüzün önünde yağmalanıp, hızla yok ediliyor.  Bu üzücü süreci yaşlı gözlerle izliyoruz ve yine ne yazık ki tüm mücadelemize karşın etkili olamıyoruz. Elimizden de görüntülemekten, yazıp çizip uyarmaktan, farkındalık ve duyarlılık yaratabilme çabasından başka bir şey gelmiyor.

İstanbul, Taksim

Galataport, Haliç Port, vb. sadece ticari rant öncelikli projeler, doğal ve tarihi dokuyu yok edecek özellikleriyle toplumsal yaşamı tehdit ediyor.  ‘Kentsel dönüşüm’ adı altında, iktisadi büyüklük açısından dünyada 34’üncü, nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa’da, Moskova’dan sonra, ikinci sırada gelen İstanbul betonlaştırılmaya çalışılıyor.

Diğer ülkeler benzeri tarihi ve doğal güzelliklere sahip kentlerini gözleri gibi koruyup tek bir çivi bile çakılmasına izin vermezken, halk arasındaki argo söylemiyle yırtık dondan çıkar gibi İstanbul’un dört bir yanından yükselen plaza, rezidans, gökdelen ve AVM’ler o güzelim silueti korkunç bir şekilde delip geçiyorlar. Son bir kez daha bağışlamanızı dileyerek, İstanbul görsellerine de ‘kelebek konmuş’ gibi duruyorlar!

SİNGAPUR

YAŞAM KALİTESİ GİTTİKÇE DÜŞÜYOR

Navigasyon üreticisi TomTom’un yaptığı bir araştırmanın verilerine göre, trafikte en çok zaman kaybedilen kentler sıralamasında İstanbul, yıllık 110 saat (4.5 gün) gecikmeyle dünyada birinciliği kimseye kaptırmadı!

ABD merkezli yönetim, yatırım, insan kaynakları ve risk-sigorta danışmanlığı firması Mercer’in, her yıl yayınladığı, küresel boyutta dünyanın en yaşanabilir şehirleri araştırmasında İstanbul 440 kent arasında ancak 135. sırada yer alabildi.

Son yıllarda bahar ayları sadece adlarıyla anılır oldu. Doğrudan kışa ya da doğrudan yaza geçiliyor, kar yağmıyor.

SON SÖZ: “YAĞMANIN DEĞİL YAŞAMIN KENTİ İSTANBUL”

Kentsel dönüşüm adı altında tarihi dokunun yok edilmesine, çılgın mega projelere, doğanın tahrip edilmesine karşı, İstanbul halkının kentsel haklarını, denizini, adalarını, parklarını, ormanlarını, Haydarpaşa, Sirkeci, Haliç gibi üretimden ve hizmetten uzaklaştırılan kamusal alanlarını, tüm benzeri tarihi ve kültürel değerlerini sonuna kadar savunmamız gerekiyor.

Yoksa bunlar da, kentsel belleğimizi oluşturan birer kültürel yapı olan Emek Sineması ve AKM gibi kaşla göz arasında yaşamımızdan kayıp gideceklerdir.

Bilinen bir Kızıldereli atasözü:  “Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız.”

İstanbul’un Yeni Silueti