‘Yeni Normal’ Hayat Nasıl Olacak?4 sene ÖNCE
‘Yeni Normal’ Hayat Nasıl Olacak?KAMİL ERYAZAR
Ramazan Bayramı’ndan sonra Haziran ayında ‘normale’ dönülmeye başlanacağı söyleniyor. Peki nasıl olacak bu iş? Bizi nasıl bir sosyal hayat bekliyor? Nelerle karşılaşacağız, nasıl yaşayacağız? Tatil yerleri, plajlar nasıl düzenlenecek? Maçlar nasıl oynanacak, tribünler nasıl düzenlenecek?
Yüzyılın pandemisi koronavirüs salgınında dünya genelinde vaka sayısı 3 milyon 560 bini, can kaybı da 250 bini geçti. Türkiye’de de vaka sayısı 128 bini, can kaybı da 3 bin 460’ı geçmiş durumda.
Bu rakamlar her gün artıyor yani salgın daha devam ediyor…
Ancak salgın öncesinde de küresel kriz yaşayan kapitalist ekonomi, insan sağlığından daha ağır basmaya başladı.
Henüz etkili bir tedavi yöntemi bulunamamışken, aşı çalışmalarında da en erken 1 yıldan önce sonuç alınamayacağı açıklanırken, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada, ekonomik değer kayıplarının daha fazla artmaması için izolasyon kısıtlamaları kaldırılmaya başlandı. ‘Normal hayata’ geri dönüş için hazırlıklar yapılıyor. Bazı ülkelerde okullar ve alışveriş merkezleri, cafe-restaurantlar da açılmaya başlandı.
HAZİRAN’DA GEÇİŞ HEDEFLENİYOR
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Önümüzdeki 7-10 gün içinde vaka sayılarının 3 bin 500-4 bin arasında seyredeceğini tahmin ediyorum. Sonra aşağı doğru inebilir. Mayıs sonuna doğru rakamlarda büyük düşüş olursa hayat kademeli olarak normale dönecek” diyor.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da, “Normalleşme süreci planlandığı şekliyle devam ederse 1 Haziran’da okullar açılabilir” diye konuştu.
3 AŞAMALI GEÇİŞ PLANI
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun önerileri esas olmakla birlikte, salgın nedeniyle kademeli olarak uygulamaya konulan kısıtlamaların yine kademeli şekilde kaldırılması düşünülüyor.
Bu kapsamda 3 aşamalı bir takvim öngörülüyor.
Buna göre normalleşmeye dönük ilk adım 28 Mayıs-18 Haziran’ı kapsayacak şekilde planlanıyor.
Bir anlamda “deneme süreci” olarak görülen bu dönemde, daha çok turizm sektörüne dönük kısıtlamaların kaldırılması, sınırlı olarak şehirlerarası uçuşlara izin verilmesi düşünülüyor.
Salgının yayılma hızında bir artış olmaması halinde ikinci aşamaya geçilecek.
İkinci aşamada 30 büyükşehirde seyahat kısıtlamasının kaldırılması, cafe, restaurantların açılması, salgının kontrol altına alındığı ülkelerden başlamak üzere uluslararası uçuşların başlaması dahil bir dizi alanda normalleşme hedefleniyor.
Takvimin üçüncü aşamasını da örgün eğitimin yeniden başlayacağı ve yaşamın normale döneceği Eylül-31 Aralık dönemi oluşturuyor. Ancak bu takvimleme, “Her şeyin iyiye gideceği” senaryosuna göre yapılıyor ve virüsle ilgili “ikinci dalga” riski görülmesi halinde her an revize edilebilecek.
MAYIS AYI NORMALLEŞME PLANI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 6’ıncısı düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı sonrası açıkladığı ‘normalleşme planı’na göre,
– Kurallara uyulması şartıyla AVM’ler 11 Mayıs’tan itibaren hizmet vermeye başlayacak.
– Üniversite sınavı 27-28 Haziran tarihlerinde, LGS 20 Haziran’da yapılacak.
– Şehirlerarası giriş-çıkış sınırlandırması ilk etapta Antalya, Aydın, Erzurum, Hatay, Malatya, Mersin ve Muğla olmak üzere 7 ilde kaldırılacak. Diğer illerle ilgili her hafta değerlendirme yapılarak, gelişmelere göre karar verilecek.
– İstanbul, Ankara ve İzmir’deki ticari taksiler için tek-çift plaka uygulamasını, 5 Mayıs itibarıyla sona erdirilecek.
– Temizlik şartlarının sağlanması, randevu sistemi ile çalışılması ve koltuk sayısının yarısı kadar müşteriye hizmet verilmesi şartıyla berber, kuaför, güzellik salonu gibi işletmeler 11 Mayıs’ta faaliyete geçebilecek.
– Giyim eşyası, ayakkabı, çanta, zücaciye gibi ürünlerin satıldığı mağazalar, belirlenen şartlara uymak kaydıyla, 11 Mayıs’ta hizmete açılabilecek.
KIRIKKALE’DE KISITLAMALAR GEVŞETİLİNCE VAKA SAYISI ARTTI
Kırıkkale Valiliği, kentte son 2 haftada sıfırlanan koronavirüs vaka sayısının, akraba ziyaretleri nedeniyle bir günde ciddi artış gösterdiğini açıkladı.
Kırıkkale Valiliği’nce geride kalan 2 haftada kentte hiç yeni koronavirüs vakasına rastlanmazken, hafta başında 1 günde vaka sayısında önemli bir artış yaşandığı bildirilerek, yurttaşlar tedbirlere uymaları konusunda uyarıldı.
Bursa Keles’ de de aynısı yaşandı
Benzer bir durum da, iki gün önce Bursa’nın Keles ilçesinde görülmüştü. İlçenin Belediye Başkanı Mehmet Keskin, görülen son vakaların evlerde verilen iftar yemeklerinden kaynaklı olduğunu açıklamıştı. Keskin, toplu iftar ve sahurun yasaklanmasına rağmen ilçede kalabalık iftar programlarının düzenlenmesine tepki göstermişti.
JAPONYA’DA İKİNCİ DALGA
Koronavirüs salgınının ilk aşamalarında virüsün yayılmasının kontrol edilmesi konusunda örnek olarak gösterilen Japonya’nın kuzeyinde yer alan Hokkaido adasından ikinci dalganın başladığına yönelik işaretler geliyor. Uzmanlar, olağanüstü halin çok hızlı kaldırıldığını ve ikinci dalganın bundan başlamış olabileceğini söylüyor.
Oysa bundan birkaç hafta öncesine kadar Hokkaido adası, virüsün yayılımının nasıl kontrol altına alınabileceğine dair bir model olarak gösteriliyordu.
Ancak Telegraph gazetesinde yer alan habere göre, artık uzmanlar, Hokkaido adasının sokağa çıkma kısıtlamalarının erken kaldırılmasının sonuçlarının neler olabileceğini gösteren bir örneğe dönüştüğünü söylemeye başladı.
DSÖ: ‘GELİŞMELERDEN ENDİŞE DUYUYORUZ’
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bazı zengin ülkelerde vaka ve ölüm sayılarında sabitlenme ya da düşüş gözlemlese de, Afrika, Doğu Avrupa, Latin Amerika ve bazı Asya ülkelerindeki vaka ve ölüm artışlarından endişeleniyor.
Dünya Sağlı Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, doğru eylemlerle ikinci bir enfeksiyon dalgasının önlenebileceğini belirterek “Tünelin ucu gözükmüyor. Önümüzde uzun bir yolumuz ve yapacak çok işimiz var” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Direktörü Dr. Hans Henri Kluge de, Avrupa bölgesindeki 44 ülkeden 21’inin corona virüsüne bağlı yasak ve kısıtlamaları gevşettiğini ve 11’inin de yakın gelecekte bu yasakları kaldırma planları olduğunu söyleyerek uyarıda bulundu. Ülkelerin bu tür yasakları kaldırırken dikkatli olması gerektiğini söylerken, “Daha önce de söylediğim gibi, bu virüs affetmez. Uyanık, dirençli, sabırlı olmalıyız ve olası tedbirlere ne zaman ve ne kadar büyük olurlarsa olsun hazır olmalıyız” dedi.
Dünyada henüz tam tedavi yöntemleri geliştirilemediğinden ve aşı için en de erken 1 yıl sonrasına gün verildiğinden, bu salgının ne zaman kontrol altına alınabileceği bilinemezken, alınan önlemlerin gevşetilmesi, tedbirsiz olarak kısıtlamaların kaldırılması ikinci bir dalgayla birlikte her şeye yeniden başlamamızı getirebilir.
NASIL OLACAK?
● İşsiz kalan binlerce insanın dışında henüz işini kaybetmemiş olan şanslı çalışanlar, toplu taşıma araçlarını nasıl kullanılacaklar? Adı üzerinde ‘toplu taşıma’ aracı. Her gün özellikle sabah işe giderken ve akşam eve dönerken binlerce kişinin ‘yapışık düzende’ kullandığı, nefes almakta bile güçlük çekilen metrobüs, metro ve otobüslerde nasıl gidilip gelinecek? Hastalık olarak sadece koronavirüs yok, insanlar normal grip ya da soğuk algınlığı da olabilirler değil mi? Peki biri hapşırdığında ya da öksürmeye başladığında, o taşıtta yanında bulunanlar neler hissedecek, nasıl davranacak? Eğer şimdiki gibi ‘sosyal mesafe’ kuralına uyulacak olursa, zaten normal zamanlarda bile talebi karşılamaya yetmeyen araç sayıları nasıl arttırılacak? Olanaksız ama diyelim ki arttırıldı, ‘azaltılmış’ yolcu taşıyacak araçların maliyeti (zararı) nasıl karşılanacak?
● Devlet okullarında çoğu sınıflar kalabalık, bazılarında bir sırada 2-3 öğrenci bile oturmak zorunda kalıyor. Bu durumda ‘sosyal mesafe’ nasıl korunacak? 15-20 öğrencinin bindiği servislerde nasıl ulaşım sağlanacak?
● Özellikle ‘açık ofis’ uygulaması ile çalışan binlerce işletme, kamu kuruluşları ve banka şubelerinde ‘sosyal mesafe’ nasıl sağlanacak? Aynı durum fabrikalar ve üretim tesisleri için de geçerli. Okullar için belirttiğimiz ‘servis sorunu’ çalışanlar için de geçerli.
● Başta fast food zincirleri olmak üzere cafe, restaurant, pastane ve büfelerde, kuaför ve berberlerde, AVM’lerde nasıl düzen kurulacak? En büyük riskin olduğu AVM, iş merkezleri, rezidanslar, oteller, sinemalar gibi merkezi klima sistemi kullanılan binalarda, havalandırma ve iklimlendirme sistemlerinde ne gibi önlemler alınacak?
● Tüm bu taşıt araçları ve mekanlarda sosyal mesafe, maske, hijyen uygulamaları nasıl hayata geçirilecek?
● İş ve okul yaşamı içerisindeki milyonlarca kişinin sağlığı nasıl takip edilecek ve hastaneler nasıl hizmet verecek? En küçük bir benzeri hastalık belirtisinde insanların ‘paranoyası’ nasıl giderilecek? Yüz binlerce kişiye nasıl test uygulanacak?
Bunlar ilk anda akla gelen sorular… Yanıtlanması gereken, merak edilen daha yüzlerce soru ve çözümü bilinemeyen sorunlar daha var elbette.
‘Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını’ herkes söylüyor ve biliyor. Her şey ve toplumsal yaşam biçimi değişecek. Bu arada etkili tedavi yöntemleri ve koruyucu aşı bulunana ve aşının bulunması da yetmiyor, eğer virüs mucize bir şekilde mutasyona uğrayıp da etkisini yitirmezse ya da yine bir mucize gelişmeyle insanlar bağışıklı kazanmazsa, tüm dünyada 7,5 milyar insan aşılanana kadar –nasıl olacaksa?- koronavirüs vakaları da, ölümler de devam edecek ve korkarım, ne yazık ki ‘vaka-i adiye’ olarak ‘sıradanlaşacak’!
Toplumsal insan sağlığı, ‘deneme-yanılma’ yöntemleriyle korunamaz. Demokrasi ve insan haklarına bağlı kalınarak, akılcı bilimsel çözümler geliştirilmelidir. 7’de 70’e çocuklardan yaşlılara, kentli – köylü, çalışan – çalış(a)mayan (işsiz) , yoksul –zengin, tüm toplum kesimlerini gözetip kucaklayacak biçimde adaletli yeni bir toplumsal düzen sağlanmalıdır. Aksi durumda halkın çoğu mağdur olacaktır.
Sayfadaki bazı görüntüler, dünyada koronavirüsün ilk ortaya çıktığı ve yayıldığı, 5 ay sonra da vaka ve ölüm sayılarının azalmaya başlamasıyla birlikte, karantina kısıtlamalarının yavaş yavaş gevşetilmeye başlandığı Çin ile Güney Kore, Tayland, Tayvan, Sinagapur gibi yine Asya ve bazı Avrupa ülkelerindeki ‘yeni normale’ dönüş çabalarını yansıtıyor. Bu fotoğraflara bakıp belki gözünüzde canlandırabilirsiniz.
Gerçekte nasıl olacağını, neler yaşanacağını ise zamanı geldiğinde hep birlikte göreceğiz. Umarız her şey yolunda gider de, bu pandemiden en kısa sürede ve en zararla kurtuluruz.