Yüzlerce Çocuk Yetim Kaldı

Bu acıyı anlatabilecek sözcük yok! Soma’daki Türkiye’nin en büyük maden faciasının üzerinden beş gün geçti. Hayatını kaybedenlerin sayısı 301, kurtulanların sayısı ise 486 olarak açıklandı. Arama – kurtarma çalışmalarına son verildi. Çocukları için çalışıyorla...

Yüzlerce Çocuk Yetim Kaldı (18 Mayıs 2014)

Bu acıyı anlatabilecek sözcük yok!

Soma’daki Türkiye’nin en büyük maden faciasının üzerinden beş gün geçti. Hayatını kaybedenlerin sayısı 301, kurtulanların sayısı ise 486 olarak açıklandı. Arama – kurtarma çalışmalarına son verildi.

Çocukları için çalışıyorlardı…

Haberlere yansıyan yürek burkan bilgilere göre, kimi işitme engelli çocuğuna işitme cihazı alabilmek, kimi okul taksitini ödeyebilmek, kimi bir ay sonra karne getirecek çocuğunun çok istediği bisikleti ya da bilgisayarı alabilmek, kimi de hamile eşinin dünyaya getireceği bebesinin geleceği için inmişti yeraltına…

Facia sonrasında yüzlerce çocuk yetim kaldı. Bir ömür boyu bu acıyla yaşayacaklar.

Hayatını kaybeden işçilerden biri “oğluma iyi bakın” yazmış avucunun içine…

Ocak içerisinde ölüm anının yaklaştığını hisseden emekçiler, birbirlerine ‘kim kurtulursa çocuklarımız onlara emanet’ diye vasiyet etmişler.

Babasının öldüğünü öğrenen bir çocuk, ‘keşke gelirken yumurta almasını istemeseydim” diye ağlamış.

Facia bölgesinden gelen madenci çocuklarının babalarının cenazeleri başındaki içler acısı fotoğrafları herkesin yüreğini dağladı.

Bu acıyı anlatabilecek sözcük yok!

Artık devletten bir şey beklemiyoruz! Türk halkı ve sivil toplum kuruluşları bu yavrulara sahip çıkmalı.

MADENCİ ÇOCUĞU

Ben madenci çocuğuyum

Özlemle beklerim

Yüreğimde diken diken

Sevdiklerimi kaybetme korkusu

 

Ben madenci çocuğuyum

Uykularımda gezerim

Kömür tozu tarlalarda nedendir bilmem

Çiçekler açmıyor burada…

 

Ben madenci çocuğuyum

Vardiya bitimi

Uzun uzun çalarken ziller

Hemen fırlarım

Koşarım karşılamaya

Ağır ağır çıkarız evin yokuşunu onlarla

Elleri kapkara, yüzü kapkara

 

Sildikleri zaman

Karanlık bir bulut yükselir

Karışır mavilere…

 

Bizim buralar

Benzemez sizin oralara

Biz oynarken bahçede

Tam altımızda derinlerde

Sıcağı çıkarır babalarımız

 

Babam yüzü ışıl ışıl

Ocak yutarken görün onları

Hele bir de kusarken…

Öksürüklerle aksırıklarla

Çıkarlarken bakın onlara

Yaşamı görün

Ölüm korkusunu

Yaşamanın sevincini

Kapkara yüzlerinde

Beyaz tebeşirle yazılmışçasına

Okursunuz açık açık…

 

Ben madenci çocuğuyum

Ben madenci çocuğuyum

Soğuk, karanlık dehlizlerden

Ateşi çıkarır babalarımız…

 

Derya Altıntren