Orhan Pamuk ve Umberto Eco’dan Hayat ve Edebiyat Üzerine Keyifli Bir Söyleşi

Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk ile tanınmış İtalyan filozof-romancı Umberto Eco, İstanbul’da düzenlenen söyleşide hayranlarıyla buluştu. Ünlü İtalyan yazar Umberto Eco, söyleşide “İnsanların yüzde 50’sinin aptal olduğunu düşünüyorum” dedi. Boğaz...

Orhan Pamuk ve Umberto Eco’dan Hayat ve Edebiyat Üzerine Keyifli Bir Söyleşi (11 Nisan 2013)

Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk ile tanınmış İtalyan filozof-romancı Umberto Eco, İstanbul’da düzenlenen söyleşide hayranlarıyla buluştu. Ünlü İtalyan yazar Umberto Eco, söyleşide “İnsanların yüzde 50’sinin aptal olduğunu düşünüyorum” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen  “Gerçek, Kurgu, Tarih Üzerine Bir Diyalog” başlıklı söyleşiye, İtalyan göstergebilim uzmanı Prof. Patrizia Violi moderatörlük yaptı.

PARANOYA VE ROMAN

İki yazarın diyaloğu şeklinde gelişen toplantıda Pamuk, arkadaşlarının kendisini zaman zaman “paranoyak” olmakla suçladığını aktararak, buna, “Neden paranoyak olmayayım? Hemen hemen 35 senedir romancıyım. Roman sanatının paranoyakça bir yanı da vardır” cevabını verdiğini kaydetti.

Pamuk, daha sonra Eco’ya dönerek, “Sen paranoya konusunda büyük bir uzmansın, belki bu konuyu benden daha iyi açıklarsın, ne diyorsun?” diye sordu.

Bunun üzerine Eco da “Paranoyakça hikayeler anlatmak için paranoyak olmaya gerek bulunduğunu düşünmüyorum. Benim mottolarımdan biri şöyledir; ‘Doktor, bütün paranoyaklar beni takip ediyor!’ Yani paranoyaklar tarafından kuşatılmış durumdayım diye paranoyak olmam gerekmiyor” şeklinde konuştu.

“DÜNYADAKİ İNSANLARIN YARISI APTAL”

Söyleşi de ünlü İtalyan yazar Umberto Eco’dan, çok tartışma yaratacak bir de açıklama geldi. Eco, insanların yarısının aptal olduğunu söyledi. Eco bu konuda şu ifadeleri kullandı:

“Ben inanıyorum ki dünyadaki insanların çoğu aptaldır. Bu çok önemli bir his. Ölmeye hazır olabilmek için, ölüm anında eğer ikna olduysam insanların hepsi aptaldır, o zaman ölebilirim.

Adım adım her gün kendi inancınızda bu şekilde düşünebilirsiniz. Ancak yaşamın şu noktasında sadece yüzde 50’sinin aptal olduğunu düşünüyorum.”

Eco’nun bu sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.

PAMUK: “YALNIZ YAŞAMAK İÇİN YAZAR OLDUM”

Toplantının sonunda moderatör Violi, iki yazara da niçin roman yazmayı tercih ettiklerini sordu.

7 yaşından 22 yaşına kadar ressam olmayı istediğini belirten Pamuk, mühendis ağırlıklı ailesine “taviz” niteliğinde bir kararla İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, resimle de bağlantılı olduğu için mimarlık bölümüne kaydolduğunu anlattı.

Yazar Orhan Pamuk, şöyle devam etti:

“Ama sonunda yalnız bir hayat yaşamak istediğimi anladım. Üstlerimden emir aldığım, astlarıma emir verdiğim bir hayatım olsun istemedim. Hayal gücü olan bir insanın yalnız hayatını yaşamak istedim. Bir nedenle, ressam olamayacağımı fark ettim. ‘Niçin romancı olmayayım öyleyse?’ diye sordum kendime.”

Çoğu insanın “Yazarım, çünkü söyleyecek şeylerim var” dediğini aktaran Pamuk, kendi durumunun bunun tersi olduğunu belirtti. Pamuk, “Dürüst olmak gerekirse, benim söylemek istediğim şeyler sonradan geldi. Yazar olmak istedim, çünkü yalnız bir hayat yaşamak istiyordum. Bunu da başarabildiğim için çok mutluyum” diye konuştu.

ECO: “BAZILARI BANKA SOYAR, BEN ROMAN YAZIYORUM”

Aynı soruya cevap veren Eco ise “Bazı insanlar pedofildir, bazıları banka soyar, bazıları Mont Blanc’a tırmanır, ben de roman yazıyorum. İnsanların kişisel tercihlerini tartışamayız” dedi.

Bütün bilginin son kertede bir anlatı şekline girdiğini belirten Eco, kendisinin de “anlatma” işine küçük yaşta başladığını kaydetti.  Eco, “Ancak bir süre sonra romana yeteneğim olmadığını görüp vazgeçtim” dedi.

Eco, doktora tezini savunduğu sırada, bilimsel jürideki bir hocasının tezin yazılma biçimine itiraz ettiğini, “Bilimsel araştırmada sadece sonuçlar yer alır, sen bu sonuçlara nasıl ulaştığını da bir dedektif romanındaki gibi anlatmışsın” dediğini aktardı.

Umberto Eco, “Hocam doğru söylüyordu ama bunun hata olduğu konusunda haksızdı. Ben bütün bilimsel araştırmaların bir dedektif romanı gibi inşa edilip örgütlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bütün hayatım boyunca da felsefe araştırma kılığına girmiş dedektif romanları yazdım. Ta ki sonunda gerçek bir dedektif romanı yazmaya karar verene kadar” şeklinde konuştu.

Toplantının sonunda Pamuk, “Eco burada olduğu için çok mutluyum. Kendisi büyük bir yazar. Bu sohbet toplantısı düzenlendiği için minnettarım. Kendisinden pek çok şey öğrendim. Kendisine şükranlarımı sunuyorum. Büyük bir yazar, bu da harika bir sohbet oldu, bu fırsat için teşekkür ediyorum” dedi.

Pamuk’un sözlerine espriyle karşılık veren Eco da “Doğrusu onun sözlerini tekrar edemem çünkü bu intihal olur” diye konuştu.

HAYRANLARI KUYRUĞA GİRDİ

Toplantı öncesinde, iki yazarın hayranları konferans salonunun önünde kuyruğa girdi.

Bilet veya davetiyesi olmayanların alınmadığı ve 1,5 saat süren toplantıyı, çok sayıda öğrenci bahçeye kurulan dev ekrandan izledi.

Söyleşi, Boğaziçi Üniversitesi’nin (BÜ) kuruluşunun 150. yılı etkinlikleri kapsamında İtalyan Büyükelçiliği, İtalyan Başkonsolosluğu, İtalyan Kültür Merkezi, BÜ ve Şehir Üniversitesi’nin işbirliğiyle düzenlendi.

TRTHaber