Sosyal Medyada Blogger Anneler ve Dijital Bebekler

Sosyal medyada en çok ilgi çeken konulardan biri de anne ve bebek. Instagram’da paylaşılan bebek ve çocuk fotoğraflarının fazlalığı da dikkat çekiyor. Ev hanımı ya da çalışan anneler, sosyal medya oluşumundan sonra kendilerine birer blog açıp klavyelerinin başına geçtile...

Sosyal Medyada Blogger Anneler ve Dijital Bebekler (26 Haziran 2013)

Sosyal medyada en çok ilgi çeken konulardan biri de anne ve bebek. Instagram’da paylaşılan bebek ve çocuk fotoğraflarının fazlalığı da dikkat çekiyor.

Ev hanımı ya da çalışan anneler, sosyal medya oluşumundan sonra kendilerine birer blog açıp klavyelerinin başına geçtiler. Evdeki ağır sorumlulukları, kariyerleri, çocukları, sosyal yaşamları, eşleriyle ilişkileri ve diğer her türlü kendi gereksinimlerini paylaşmaya başladılar.

Bebek büyütmek, çocuk yetiştirmek elbette hiç de kolay değil. Bu konuda yaşanmış deneyimlere, bilgilere gereksinim oluyor. İşte anne – bebek blogları da bu yüzden çok tutuyor. Kabul günleri de artık bloglara taşındı. Laf aramızda bu bloglarda bol bol dedikodu da var!

Anneler kadar yaygın olmasa da blogger babalar da var. Onların da kendilerine göre takipçileri var.

Bu arada bebekler de, blogger anne ve babaları sayesinde internet fenomeni olmaya başladılar!

Aktuel.com.tr, popüler bazı blogger anne ve babalarla konuştu ayrıca bu konuda uzman bir pedagogun görüşünü aldı.

FULDEN ÖTGÜR (SKINNY MOM) / fuldeninbebegi.blogspot.com “ÇOCUĞUNUN İLK KAKASININ FOTOĞRAFINI KOYAN ANNELER DE VAR”

“Sosyal medyanın bugün aldığı şekil ve hayatımızın bu denli içinde olup bizi yönlendirmesi, sadece dönemsel bir hadise bence. Teknoloji aşırı hızlı gelişiyor ve tüm ilişkiler buna bağlı olarak boyut değiştiriyor. Haliyle aslında on sene sonra kızımın bu blogu bir anı olarak göreceğinden, ciddiye alacağından bile emin değilim. Çocuğumun fotoğraflarını sıklıkla paylaştığım için çok eleştiri aldım. ‘İleride ya kızarsa sana’ gibi şeyler söyleyenler de oldu hatta. Açıkçası böyle bakmıyorum olaya. Herkesin tarzı ve tutumları ayrı, kimse kimseyi eleştirmemeli. Mesela ben çocuğu ilk kez tuvalete kaka yaparken fotoğrafını çekip koyan anne de biliyorum. Bu, onun bileceği şey. Ve ilerde çocukların bu işlere kızacak, alınacak, sevinecek kadar duygusal bakacağını da hiç sanmıyorum. Kızarsa da onu o zaman düşünürüz. Deneyimleri paylaşmak, sizi okuyanın bire bir uygulama gerekliliği olmadan da işe yarıyor. Ayrıca şu anda çok yakın arkadaşım olan biriyle, blogum sayesinde tanıştım. Hayatımda olmaması büyük eksiklik olacak biriymiş.”

GÜLDEM ZEYBEK TAZEGÜL/ umutsuziskadini.blogspot.com “OTURUP BİRKAÇ ARKADAŞLA SOHBETTEN BİR FARKI YOK”

“Blogumu açmamın ikizlerimle aslında hiç alâkası yok. Kendimi yazarak iyi ifade ettiğimi düşünüyorum ve daha da önemlisi yazmak bana iyi geliyor. Çocuklarımın bunu nasıl karşılayacaklarını kestirmek güç. Ama annelerinin onları da içeren yazılar yazmasının, onlarla başımızdan geçenleri oturup birkaç arkadaşla, sohbet sırasında paylaşmak ve kâh gülmek, kâh ağlamaktan hiçbir farkı olmadığını düşünmelerini dilerim. Çünkü benim yaptığım tam da böyle bir şey. Bunun onların hayatını negatif etkileyecek bir yanı olduğunu da düşünmüyorum. Bunlar tamamen anı. Sadece nedense ikiz kızlarımın fotoğraflarını onlar bir yaşına basmadan hiçbir yerde paylaşmadım. Sanırım nazara olan inancımdan. Ama onun haricinde tek dikkat ettiğim nokta çıplak fotoğraf. Paylaşılmasına karşı değilim ama ben çıplak fotoğraflarını hiç yayınlamadım. Bu sayede çok fazla anneyle tanıştım. Aynı tecrübeleri geçirmiş olanların birbirlerine ekranlar ve klavyeler aracılığıyla bunca yardımının dokunabilmesi bence müthiş bir şey.”

BURCU- BATUHAN ÖĞÜNLÜ/ 1baba1anne.com “KIZIMIZIN ÇIPLAK FOTOĞRAFLARINI KOYMUYORUZ”

“Bu blog kızımız için büyük bir hediye bence. Onunla yaptığımız şeyleri, gittiğimiz yerleri fotoğraflarla anne ve baba olarak anlatmaya çalışıyoruz. Sitemizde zaten İpek ile ilgili olan şeyleri yazarken diğer çocuklarda nasıl bir etki var, onların yaşadıkları nasıl, onlara bakıp öyle yazmaya dikkat ediyoruz. Kızımızın banyo yaparkenki videosunu ya da çıplak fotoğraflarını koymuyoruz. Çocuklarımız yaptıklarımızdan ve yaşadıklarımızdan o kadar çok etkileniyor ki maalesef hayat şartları bu şekilde değiştirmek istesek de değiştiremiyoruz. Büyüdükleri zaman inşallah hayal kırıklığı yaşamazlar. Şimdi blog toplantılarına katılıyoruz ve birçok anne baba ile bu sayede tanıştık. Markaları tanıma fırsatı bulduk, organizasyonlara katıldık. Bizim ve İpek için gerçekten büyük bir adım oldu.”

GAMZE MALKOÇ / legabebe.com, blogcubebek.com “KIZIM DOĞAR DOĞMAZ ONA E-MAIL ADRESİ ALDIM”

“Kızım çok sosyal bir bebek, hatta kendisinin ‘blogcubebek’ adında bir blogu ve Twitter’ı var. Umuyorum ki, ‘anne keşke bu fotoğrafı paylaşmasaydın, bu da yazılır mı’ demez. Ama ben bu süreci masum buluyorum. Bizim çocuklarımız Z kuşağı artık, teknoloji çocukları. Biz şimdi paylaşmasak da, ortalama sekiz sene sonra kendileri, kendilerine ait profillerden paylaşacak. Mesela Berra doğduğu zaman isim ve soy ismi ile hemen mail adresini aldım. Kendisi almak istediğinde zorlanmasın sonuna sayı koymak zorunda kalmasın diye. Biz bu şekilde düşünüyorsak onların bu teknolojiye adapte olma süreçlerinin kolaylığını siz düşünün. Blogger anne olmak, internet annesi olmak, değeri hiçbir şey ile ölçülemeyecek bir paylaşım demek. Seninle aynı anda aynı şeyleri yaşayan anneler ile 140 karakter içinde konuşmak bile, en iyi psikologun bir seans boyunca anlatacaklarından çok daha faydalı olabiliyor yeri geldiğinde. Örneğin Berra kafasını çarptığında doktorundan önce sosyal medyadan ‘anneler böyle böyle oldu ne yapayım’ diyorum ve sonra doktorumuzu arıyorum.”

CESUR DORUK / biradambirbebek.com “KIZIM İLERİDE ‘BABA KALDIR O RESİMLERİ’ DERSE KALDIRIRIM”

“Blogumun amacı; hatıra olsun, ileride o günlerde neler olduğunu hatırlayalım ve benim gibi aynı sorunları yaşayan babalara referans olması idi. İlk sene Blog Ödülleri, ikinci sene Altın Örümcek alınca blog, daha profesyonelce devam etmeye karar verdim. Kızım Nazlı henüz dört yaşında. Ama derse ki ileride ‘Baba kaldır şu yazıları’, hemen kaldırırım tabii… Benim blogum biraz daha bilgilendirme amaçlı. ‘Bugün ilk dişimiz çıktı işte diş’, ‘Bugün parkta gezmeye gittik işte fotoğrafları’ yazısı çok az. O diş nasıl çekildi ya da çıktı, hangi dişler ne zaman çıkar, bebekte diş bakımı nasıl olur gibi başlıkları uzman görüşleri ile beraber yazıyorum bloga. Yoksa kimsenin sabah kalkıp ‘Aman acaba bugün Cesur ve kızı neler yapmış hemen açıp okuyalım’ diye beklediğini sanmıyorum. Bu sebeple benim açımdan Nazlı’yı ilerde psikolojik olarak etkileyecek yazı blogta yok diyebilirim. Blogum ile beraber daha önce yaptığımdan tamamen farklı bir iş yapıyorum şu anda. 10 yıl bankacılık, finans ve üst düzey yöneticilik derken şu anda bebek ve çocuk markalarına danışmanlık veren, online medyada projeler yapan ve bir derginin (Family Hug) genel yayın yönetmenliğini üstlendim.”

ECE KUMKALE/ hassasanne.blogspot.com “ÇOCUKLARIM BAŞKA ANNELERE YARDIM ETTİĞİMİ BİLECEKLERDİR”

“Üç çocuğumu büyütürken çok araştırma yaptım ve bu araştırmalar sayesinde pek çok sorunu aştım. Diğer annelerin de çocuklarını büyütürken tecrübelerimden ve araştırmalarımdan faydalanmalarını istedim. Tabii ki çocuklarım için de hoş bir anı olacağını düşündüm. Çocuklarım Hassas Anne sitemi çok seviyorlar ve insanlar ‘annen ne iş yapıyor?’ diye sorunca ‘annem hassas anne’ diyorlar. Sitede kendi resimlerini gördüklerinde çok hoşlarına gidiyor. Bence onlardan bahsetmem ve onlara bu kadar önem vermem hoşlarına gidecek.

Zaten hayatı beraber yaşıyoruz, onlar ve eşim benim her şeyim. Bazen birbirlerine sarılıyorlar ve ‘anne gel resmimizi çek, Hassas Anne’ye koy’ diyorlar. Büyüyünce de yaptığım bu sitenin annelere ve onların çocuklarına çok faydalı olduğunu takdir edeceklerine inanıyorum. Bu durumun herhangi bir kötü etkisi olacağını düşünmüyorum. Zaten öyle bir tehlike olsaydı psikolog olan eşim de sanırım bundan rahatsız olurdu ama olmuyor. Çocuklarım da annelerinin başka annelere ve onların çocuklarına yardım etmek için uğraştığını bilecekler. Bu amaç uğruna onların yaşadıklarını ve resimlerini paylaşmamdan rahatsızlık duyacaklarını zannetmiyorum. Zaten artık normali bu olduğu ve onlar da aynı şekilde hayatlarını paylaşacakları için bu onlara yanlış gelmeyecektir.”

INSTAGRAM’IN YENİ FENOMENİ: ALONSO MATEO

Ünlü çocuklarının ardından şimdi de Instagram’da yeni bir ‘küçük stil ikonu’ ortaya çıktı.

5 yaşındaki Alonso Mateo’nun, üzerinde pahalı markaların kıyafetleri, gözünde son moda gözlükler, elleri ceplerinde verdiği pozlar, binlerce Instagram kullanıcısı tarafından merakla takip ediliyor.

Ancak onu Katie Holmes ve Tom Cruise’un çocukları Suri’den farklı kılan bir nokta var. Alonso’nun annesi de babası da, magazin basınının peşinden düşmediği ünlü bir sima değil.

Alonso’nun annesi Luisa Fernanda Espinosa, freelance olarak çalışan bir modacı. Babası ise bir girişim sermayesi şirketinin sahibi. İki yıl öncesine kadar Meksika, Monterrey’de yaşayan aile daha sonra California, Laguna Beach’e taşınmış.

Luisa oğlunun fotoğraflarını kendi Instagram hesabından paylaşmaya başlayınca takipçi sayısı bir anda artmış. Şu an Alonso’nun ünü o kadar yayılmış ki, oğlu adına hayran sayfaları bile oluşmaya başlamış. Oğlunu moda konusunda yönlendirse de çoğunlukla Alonso’nun kendi seçtiklerini giydiğini söyleyen anne, ‘örneğin hava soğuksa ve ince bir kıyafet giymek istiyorsa, o zaman uyarıyorum’ diyor.

Gelen olumsuz eleştirilere ise, ‘maddi gücümüz elveriyorsa istediklerini alıyoruz, insanlar çok çabuk yargılamaya meyilli. Ancak bizim oğlumuzu yetiştirmemizde bir sorun yok, Alonso gayet uslu ve akıllı bir çocuk’ sözleriyle cevap veriyor.

UZMAN GÖRÜŞÜ DUYGU ÇALIŞIR / Pedagog “ÇOCUĞUN META OLMASINDAN KAÇINMAK GEREKLİ”

“Sosyal medyanın ‘özel hayat’ kavramını neredeyse ortadan kaldırdığını düşünüyorum. Hemen herkes özel hayatını göz önünde yaşar hale geldi. Paylaşmak tabii ki çok önemli ve değerli. Ancak özelin herkese açık ortamlarda paylaşılması beraberinde bazı tehlikeleri de getiriyor. Özellikle bebek ve küçük çocuk fotoğraflarının paylaşılması daha da tehlikeli. Bir de bu durumun uzun dönemde çocuk açısından yaratabileceği olumsuzluklar da var. Büyüme sürecine ait her adımın fotoğraflanıp paylaşılması aynı zamanda bir sınırsızlık sorununu da beraberinde getirebilir. Bu şekilde büyüyen çocuklar kendi özellerine ait sınır koyma gereksinimi duymayabilirler ve anne babalarının başlattığı paylaşım döngüsünü devam ettirebilirler. Bu noktada anne babalara paylaşacakları resimler konusunda dikkatli ve seçici davranmalarını, gerekli güvenlik önlemlerini aldıktan sonra paylaşımda bulunmalarını öneririm. İlk diş, ilk adımlar, doğum günü, okula başlama, yılsonu gösterisi, mezuniyet gibi daha özel günlere dair fotoğrafların paylaşımı hem çocuğun kendisini özel ve önemli hissetmesini sağlar hem de onu meta olmaktan uzaklaştırır.”