Koyun Can, Kasap Et Derdinde!

Emperyalist ülkeler, dünyanın sonunu getirmekte olan küresel ısınma felaketinden de ‘ne kaparsak kardır’ anlayışıyla rant ve nemalanma yarışına girdiler. GeçtiÄŸimiz hafta Amerika BirleÅŸik Devletleri DışiÅŸleri Bakanı John Kerry, ABD’nin Arktika için bir elçi atayacaÄŸÄ...

Koyun Can, Kasap Et Derdinde! (21 Åžubat 2014)

Emperyalist ülkeler, dünyanın sonunu getirmekte olan küresel ısınma felaketinden de ‘ne kaparsak kardır’ anlayışıyla rant ve nemalanma yarışına girdiler.

GeçtiÄŸimiz hafta Amerika BirleÅŸik Devletleri DışiÅŸleri Bakanı John Kerry, ABD’nin Arktika için bir elçi atayacağını açıkladı ve sınırları Kuzey Kutup Dairesi ile çizilen bu bölgenin ABD için öneminin altını çizdi.

Bu adımın arkasında yatan neden, Arktik bölgesine sınırı olan 8 ülke (ABD, Kanada, Norveç, Finlandiya, Ä°sveç, Danimarka, Ä°zlanda ve Rusya) tarafından 1996 yılında oluÅŸturulan Arktik Konseyi’ne 2015-2017 yılları arasında ABD’nin baÅŸkanlık edecek olması.

Zengin petrol ve gaz rezervleri

Arktika hakkında yapılmış en kapsamlı araÅŸtırmalardan 2008 tarihli ABD Jeolojik AraÅŸtırması’na göre, bu bölgede 90 milyar varil petrol, 47 trilyon metreküp doÄŸalgaz ve 44 milyar varil de doÄŸalgaz sıvısı rezervi mevcut.

Bu rakamlar, 2013 itibariyle dünyanın kanıtlanmış petrol rezervlerinin (1,7 trilyon varil) yaklaşık % 6’sına ve daha önemlisi, dünyanın kanıtlanmış doÄŸalgaz rezervlerinin (187 trilyon metreküp) dörtte birine denk.

Mukayese gerekirse, Arktika’daki rezervler Türkiye’nin petrol tüketimini yaklaşık 330 yıl, doÄŸalgaz tüketimini ise bin yıl karşılayacak seviyede.

Bu kaynakları bu derece önemli kılan unsur ise, önümüzdeki onyıllar boyunca, yenilenebilir enerjide ne kadar artış olursa olsun, çok büyük bir buluş gerçekleşmediği sürece, fosil enerjinin hayatımızdaki yerinin pek de değişmeyeceği.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngörülerine göre, bugün dünyadaki toplam enerji tüketiminin % 80’den fazlası fosil kaynaklardan.

Bu oran 2040’lar yaklaşırken ancak %75 civarına inecek. Bilhassa doÄŸalgaz tüketiminde öngörülen büyük artış, bu yüzyılın ortalarında dahi insanlığın tüketeceÄŸi enerjinin yarıdan fazlasının fosil yakıt olacağına iÅŸaret ediyor.

Arktika’daki bütün kaynakların yarıdan fazlası Rusya’nın, beÅŸte biri ise ABD’nin egemenlik sahasında. Rusya, halihazırda dünyanın en büyük petrol ve doÄŸalgaz ihracatçılarından biri. Dolayısıyla Rusya’nın bu bölgedeki kaynakları, bu konumunu daha uzun yıllar korumasını saÄŸlayacak.

Dünyanın petrol ve doÄŸalgaz tüketimi içindeki payı % 20’yi aÅŸan ve halen net enerji ithalatçısı konumundaki ABD ise, son yıllardatıklayın kaya odaklı petrol ve gaz üretimi ile azalan dışa bağımlılığını düşük seviyede tutmak (veya net ihracatçı olabilmek) için yeni kaynaklara muhtaç.

ABD’nin kaya üretimi sonrası hazırlığı

ABD petrol ve gaz üretimi açısından büyük bir atılım yaşıyor.

Gerek artan enerji verimliliÄŸi, gerek ekonomik yavaÅŸlama nedeniyle 2005’ten beri petrol tüketimi 2.5 milyon varil/gün düşerken ham petrol üretimi aynı sürede yaklaşık 3 milyon varil/gün arttı. Keza doÄŸalgaz üretimi, 2005 yılından beri 180 milyar metreküp arttı.

1997’den beri ilk defa geçen yıl ithal ettiÄŸinden fazla petrol üretmeyi baÅŸaran ABD’nin kendi kendine yeterliliÄŸini arttıran ve daha da arttıracak olan bu geliÅŸmelerin, çok etkileyici olmakla beraber, uzun süreli olmaları da beklenmiyor.

ABD hükümeti, kaya petrol üretiminin 2021’den itibaren, yani sadece 7 yıl sonra, azalmaya baÅŸlayacağını öngörüyor. Dolayısıyla Arktika’daki petrol rezervinin %65’ine sahip ABD için uzun vadeli enerji güvenliÄŸi açısından bu bölgenin önemi çok büyük.

Kuzey kutup dairesinin içi, ne Rusya, ne ABD için yabancı bir saha değil.

Rusya, 1960’ların başında, Batı Sibirya’nın kuzey kıyılarında Yamalo-Nenets bölgesinde petrol üretimine baÅŸladı.

ABD’de ise bugüne kadar keÅŸfedilmiÅŸ en büyük petrol sahası olan Alaska’daki Prudhoe Bay, Arktika’nın içinde. 1968 yılında bulunan, 1977’de üretime baÅŸlayan saha, halen Türkiye’nin tüketiminin dörtte üçüne denk üretim yapıyor.

Artan Gemi TrafiÄŸi

Arktik bölgesinin küresel ısınmanın da bir sonucu olarak erişilebilir olmasının bir diğer sonucu da küresel gemi taşımacılığında yaratacağı değişim.

Örneğin dünyanın en büyük limanlarından Hamburg ile Shanghai arası Süveyş Kanalı üzerinden yaklaşık 20.000km iken, Kuzey Deniz Hattı tabir edilen Arktik rotası üzerinden sadece 14.000km. Benzer bir kısalma Doğu Amerika-Asya rotasında da mevcut.

Haliyle hava koÅŸulları nedeniyle sadece Temmuz-Ekim ayları arasında açık olan bu hatta kısa süre öncesine kadar her geminin Rusya’dan özel izin alması gerekirken, Rusya’nın “Northern Sea Route Information Office” (Kuzey Deniz Rotası Bilgi Bürosu) ile bürokrasi yükünü azaltması sonucu ciddi artış oldu.

2010 yılında sadece 4 geminin geçtiÄŸi Kuzey Deniz Hattı’nı, geçen yıl 71 gemi kullandı.

BBC Türkçe / Cüneyt Kazokoğlu