İnsansı robotlardan sonra gelinen son nokta: ROBOTSU İNSANLAR!1 sene ÖNCE
İnsansı robotlardan sonra gelinen son nokta: ROBOTSU İNSANLAR!
Kim demiş Türkiye’den mucit çıkmaz diye? Genç Türk kadınını iki yeni giyilebilir sağlık teknolojisi ürünü geliştirdi.
WASHINGTON – Amerika'da en önde gelen üniversitelerinden MIT'de çalışmalarını sürdüren ve henüz 29 yaşında birbirinden önemli bilimsel başarılara imzasını atan Dr. Canan Dağdeviren, öyküsünü Amerika'nın Sesi'nden Mehtap Çolak Yılmaz'a anlattı
Giyilebilir kalp pili, deriye yapıştırınca vücudun hastalık haritasını çıkaran aygıt… Sağlıkta çığır açacak bu iki önemli başlık bir bilim dergisinin bu ayki sayısından değil. Henüz 30 yaşını bile doldurmamış, Türkiye’nin yetiştirdiği pırıl pırıl beyinlerden sadece birinin imza attığı iki yeni icat. Canan Dağdeviren Amerika’nın Sesi’nden Mehtap Çolak Yılmaz’ın sorularını yanıtladı.
Dr. Canan Dağdeviren, bilimsel çalışmalarını Amerika’da Ivy Leauge okullarından Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (MIT) sürdürüyor. Genç yaşına rağmen pek çok ilkte imzası var. Dağdeviren, hem Harvard Üniversitesi, Genç Akademi Üyeliği'ne seçilen ilk Türk oldu, hem de Amerika’da yayımlanan dünyanın en prestijli dergilerinden Forbes'un "30 yaşından küçük 30 bilim insanı" listesine girdi. Ama içinde sadece Türkiye değil Amerika’da da her gencin rüyasını süsleyen üniversitelerin geçtiği bu yolculuğun Kocaeli’de bir Anadolu Lisesi’nde başladığını, hatta 1999 depreminde okulun hasar görmesi nedeniyle başka şehirde devam ettiğini birçokları bilmiyor.
DEDESİNİN ÖLDÜĞÜ YAŞTA BAŞARDI
Büyüdüğünde ne yapmak istediğine belki de bu günde kadar tanıdığınız en erken karar veren kişi Canan Dağdeviren. Dedesi Hüseyin Dağdeviren'in henüz 28 yaşındayken kalp yetmezliği nedeniyle öldüğü anlatıldığında henüz 5 yaşındaymış. İleride seçeceği meslekle ilgili kararını da daha o yaşta vermiş. Hedef olarak da dedesini kaybettikleri yaşı, yani 28 yaşına gelmeden kalp hastalıkları konusunda bir şeyler yapmayı kafasına koymuş. Zaten hikayenin sonrasında sadece o hedefe odaklı yaşamış ve çalışmış. Meyvesini de almış.
GİYİLEBİLİR KALP PİLİ
Günlerini okulun Boston’daki laboratuvarında geçiren Dağdeviren'in kalp için ürettiği bu özel çip, kalp atışlarıyla oluşan enerjiyi elektriğe dönüştürerek çipi sürekli şarj ediyor ve pile ihtiyaç duymadan çalışabiliyor. Soluk alıp verirken akciğer ve diyaframın oluşturduğu mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren bu bir nevi "giyilebilir kalp pili" sayesinde, kalbe takılan pilin değişmesi için hastaların küçük yaşlardan itibaren sık sık ameliyat olma zorunluluğunu da ortadan kaldırıyor.
,HASTALIK HARİTASI ÇIKARAN DÖVME
Dr. Canan Dağdeviren’in çalışmaları arasında, “vücuda yapıştırıldığında hastalık haritası çıkaran dövme” olarak tanımlayabileceğimiz bir icat da bulunuyor. Alet vücuda yapıştırılıyor ve voltaj uygulanarak çok küçük deformasyonlar yaratıyor. Vücudun herhangi bir yerine konulduğunda deri üzerindeki haritayı veriyor. Aletin klinik çalışmaları Arizona’da deri kanseri hastaları üzerinde yapıldı ve sonuç başarılı oldu. Dağdeviren, bu yöntemin bazı durumlarda pek çok hastalığın kesin tanısı için gerekli olan biyopsi seçeneğini ortadan kaldırarak sadece hastaların değil doktorların da işini kolaylaştırabileceğini söylüyor.
“HAYAL ETMEK BİLGİDEN DAHA ÖNEMLİ”
Hacettepe Üniversitesi’nde Fizik Mühendisliği okumaya karar verdiğinde annesi dışında kimsenin destek olmadığını belirten Dağdeviren’in gençlere tavsiyesi hayal kurmaları. Çünkü ‘eğer hayal ederseniz, hayallerinizin peşinden koşma cesaretine de sahipsiniz. Gençler, ne yapmak istiyorlarsa onu yapsınlar. Toplum baskısına göğüs gersinler’ diyor genç mucit. Dağdeviren ne istediğini biliyordu. Hedefe odaklandı ve bugün istediği yerde. Peki, üniversiteye hazırlanan, ya da henüz ne yapacağına karar verememiş gençlere ne öneriyor? Kendi başlangıç noktası olan Fizik Mühendisliği’nin yanı sıra genç yaşında bu başarılara imza atmış bir bilim insanı olarak Malzeme Mühendisliği, Moleküler Biyoloji ve Genetik, Mekatronik Mühendisliği gibi alanları geleceğin meslekleri olarak gördüğünü söylüyor.
VOA / Mehtap Çolak Yılmaz