Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye’deki Acı Tablo

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2014 verilerine göre, Türkiye'de yaşayan 22 milyon çocuktan 1 milyonu işçi olarak çalışıyor Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözle...

Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye’deki Acı Tablo (20 Kasım 2015)

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) 2014 verilerine göre, Türkiye'de yaşayan 22 milyon çocuktan 1 milyonu işçi olarak çalışıyor

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girdi. 193 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir. Türkiye de 14 Ekim 1990'da imzaladığı sözleşmeyi 27 Ocak 1995'te Resmi Gazete'de yayımladıktan sonra yürürlüğe soktu. Sözleşme yürürlüğe girdi girmesine ama üstünden geçen 20 yıla rağmen Türkiye'de hala 400.000'i tarımda çalışan bir milyona yakın çocuk işçi, çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları ve çatışma ortamında kaybedilen çocuklar var. Bunun yanı sıra Suriye savaşından kaçarak Türkiye’ye sığınan ailelerin çocukları, mülteci çocuklar da var.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları gününde Türkiye’deki tablo, haksızlığın sınırlarını ortaya koyuyor. TÜİK verilerine göre 22 milyon çocuktan 1 milyonu işçilik yaparken 10 milyon yoksul çocuğun 3 milyonu ise açlık sınırında çalışıyor. Ortadoğu’dan gelen göçlerin ardından mülteci çadırlarında, evlerde, hastanelerde her yeni gün yüzlerce bebek hayata gözlerini açıyor. Rakamlar hesaplanamaz hale geliyor.

Çeşitli alanlarda güvencesiz çalıştırılan çocuk işçilerin yanı sıra, çok sayıda çocuk sokaklarda ekmek mücadelesi veriyor. Yaşam savaşıyla okul sıralarından erken tanışan çocukların birçoğu, ailelerinin baskısıyla sokaklarda ya dilencilik yapıyor, ya atık topluyor ya da çeşitli ürünler satmaya çalışıyor.

Birleşmiş Milletler tanımına göre ise 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1935 yılında toplam nüfusun yüzde 45’ini oluştururken 2014 yılında toplam nüfusun yüzde 29,4’ünü oluşturdu. Çocuk nüfus oranı illere göre incelendiğinde, 2014 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan iller yüzde 47,8 ile Şırnak ve Şanlıurfa oldu. Bu illeri yüzde 45,7 ile Ağrı ve yüzde 45,2 ile Siirt izledi. Çocuk nüfus oranı en düşük olan ilk 3 il ise sırasıyla Tunceli (yüzde 18), Edirne (yüzde 19,3) ve Çanakkale (yüzde 19,6) takip etti.

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması 1. düzeye göre incelendiğinde ise, yoksul nüfus içindeki çocuk oranının en yüksek olduğu bölgeler sırasıyla yüzde 55,8 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 54,3 ile Kuzeydoğu Anadolu ve yüzde 49,6 ile Ortadoğu Anadolu olduğu görülürken, en düşük olduğu bölgeler ise sırasıyla Batı Marmara (yüzde 30,4), Ege (yüzde 34,3) ve Doğu Karadeniz (yüzde 36,3) oldu.

ZORLA EVLİLİKLER, ÇOCUK GELİNLER

Gelin Değil Kız Çocuğu Platformunun 2013 verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık olarak 14 milyon kız çocuğu, 18 yaşın altında zorla evlendirilirken Türkiye’deki küçük çocukların evliliği ise yüzde 32 olarak açıkladı. Rapora göre, Türkiye Afrika kıtasından sonra erken yaşta evliliklere ilişkin dünyadaki sorunlu 3. ülke olarak belirlendi.

ÇOCUK HAKLARI VE ÇOCUK HAKLARINA DAİR SÖZLEŞME

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, tarihte en geniş kabul gören insan hakları belgesidir. 20 Kasım 1989 tarihinde onaylanan bu sözleşme sayesinde artık çocukların hakları yasalarca da tanınıyor. 20 Kasım günü tüm dünyada Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmaktadır. Türkiye, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi 1990 yılında imzalamıştır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır.

Sözleşme şunları kapsamaktadır: yaşama hakkı; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma haklarıdır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, medeni, siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki insan haklarını en geniş biçimde tanımlamaktadır. Bu sözleşmeye yön veren temel değerler şunlardır: ayrım gözetmeme; çocuğun yararının gözetilmesi; yaşama ve gelişme; katılımdır.

Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, on sekiz yaşın altında olanları çocuk olarak tanımlayarak başlamaktadır. Sözleşmede ele alınan başlıca konular şunlardır:

● Ana–babanın rolü ve sorumluluğu; bunun ihmal edildiği durumlarda ise devletin rolü ve sorumluluğu;

● Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma ve bunu koruma hakkı;

● Yaşama ve gelişme hakkı;

● Sağlık hizmetlerine erişim hakkı;

● Eğitime erişim hakkı;

● İnsana yakışır bir yaşam standardına erişim hakkı;

● Eğlence, dinlenme ve kültürel etkinlikler için zamana sahip olma hakkı;

● İstismar ve ihmalden korunma hakkı;

● Uyuşturucu bağımlılığından korunma hakkı;

● Ekonomik sömürüden korunma hakkı;

● İfade özgürlüğü hakkı;

● Düşünce özgürlüğü hakkı;

● Dernek kurma özgürlükleri hakkı;

● Çocukların kendileriyle ilgili konularda görüşlerini dile getirme hakkı;

● Özel gereksinimleri olan çocukların hakları:

● Özürlü çocukların hakları.