Avrupa’da SOL Rüzgarları Esiyor

KAMİL ERYAZAR Her ne kadar Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde sağ eğilimli partiler iktidarda olsa da Yunanistan’da Syriza, İspanya’da Podemos, Portekiz’de de PCP ile başlayan yükseliş sürüyor. İngiltere'de geçen hafta İşçi P...

Avrupa’da SOL Rüzgarları Esiyor (16 Eylül 2015)

KAMİL ERYAZAR

Her ne kadar Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde sağ eğilimli partiler iktidarda olsa da Yunanistan’da Syriza, İspanya’da Podemos, Portekiz’de de PCP ile başlayan yükseliş sürüyor.

İngiltere'de geçen hafta İşçi Partisi'nin yeni Genel Başkanlığına sosyalist kimliğiyle tanınan Jeremy Corbyn seçilirken, Norveç’te de önceki gün yapılan yerel seçimleri İşçi Partisi kazandı.

Bu yılın başında, İtalya ve Portekiz’deki sol partiler de Brüksel’deki AB Parlamentosu’nda “Avrupa Birleşik Sol” ortaklığını oluşturmuşlardı.

Akdeniz’den esen sol rüzgarlarının etkisi altına giren Avrupa ülkelerinde, “şimdi değişim zamanı” sloganı halk arasında kulaktan kulağa yayılıyor.

İŞÇİ PARTİSİ'NE SOSYALİST BAŞKAN

İngiltere İşçi Partisi’nin hafta sonu düzenlenen kongresinde, sosyalist ve savaş karşıtı görüşleriyle bilinen 66 yaşındaki milletvekili Jeremy Corbyn, parti üyelerinin yüzde 59,5'inin desteğini alarak Genel Başkan seçilmişti.

Irak savaşına muhalif açıklamaları, kamu hizmetlerindeki kısıtlamalara, şovenist göçmen politikaları ve ırkçı ayrımcılığa karşı düşünce ve eylemleriyle dikkat çeken yeni lider, partinin eski genel başkan ve Başbakanları Tony Blair ve Gordon Brown'ın aksine farklı bir İşçi Partisi lideri profili çiziyor.

Parti'ye eskiden olduğu gibi sosyalist kökenlerine dönme sözü veren sosyalist Corbyn, İngiltere'nin en büyük sendikası Unite, kamu çalışanları sendikası Unison ve iletişim işçileri sendikası CWU'dan büyük destek görüyor.

Corbyn Nasıl Biri?

66 yaşındaki Corbyn ilkelerine bağlı yaşıyor. Arabası yok. Her yere toplu taşıma araçları ya da bisikletle gidiyor. “Yoga dersine giden bir coğrafya öğretmeni” gibi giyindiği yazılıyor. Uzun süredir ilerici kampanyaların sadık katılımcısı. Nükleer silah karşıtı, Filistin ile dayanışma, mülteci hakları, Güney Afrika’daki ırkçı rejim karşıtı, savaş karşıtı kampanyalar, katıldığı kampanyalar arasında.

Sendikaların grev yapma haklarıyla ilgili hükümetin değişiklik planlarına karşı mücadele edeceğini de dile getiren Jeremy Corbyn, sendikaların ve toplumun her kesimin yer aldığı kapsayıcı bir siyaset yürütmek istediğini belirtti.

Corbyn, hükümeti 'yoksulluğu inkar etmekle' de suçlayarak, "İngiltere zengin ancak bir o kadar da eşit olmayan bir ülke" dedi.

Jeremy Corbyn, Britanya Hava Muharebesi'nin 75. yıldönümü için yapılan törende "Tanrı kraliçeyi korusun" adlı ulusal marşı söylerken eşlik etmeyen ilk lider olarak da tarihe geçti.

Daha demokratik ve eşit bir İngiltere için çalışacağını söyleyen Corbyn'in, Muhafazakar Parti ve Başbakan David Cameron'ı özellikle ekonomi ve dış politika konularında zorlayacağı belirtiliyor.

Jeremy Corbyn’in kurduğu ‘gölge kabine’deki bakanların yarısını kadınlar oluşturuyor.

İngiltere Başbakanı David Cameron, Corbyn'in seçilmesinin ardından yaptığı açıklamada, "İşçi Partisi artık, ulusal güvenliğimiz, ekonomik güvenliğimiz ve ailenizin güvenliği için tehdit oluşturmaktadır" demişti.

NORVEÇ'TE YEREL SEÇİMLERİN GALİBİ İŞÇİ PARTİSİ

Norveç'te önceki gün yapılan yerel seçimlerinin galibi ana muhalefetteki İşçi Partisi (AP) oldu. Parti, yerel seçimlerde son 28 yılın en yüksek oyunu aldı.

Ülkenin en büyük gazetesi Aftenposten, İşçi Partisi'nin galibiyetini, 'Büyük şehirlerde kazandı' şeklinde duyurdu.

Sosyal demokratlar, başta Oslo olmak üzere, Trondheim ve Tromsø gibi büyük şehirlerde oylarını yükseltti.

Oyların yüzde 33,6'sını alan ülkenin en büyük partisi, iktidardaki muhafazakar Sağ Parti'yi (H) geride bıraktı.

PORTEKİZ KOMÜNİST PARTİSİ DE YÜKSELİŞTE

Portekiz 4 Ekim'de genel seçime gidecek. Yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre Portekiz Komünist Partisi (PCP), 1987’den bu yana en yüksek oranını yakalamış görünüyor. Anketlere göre, PCP’nin Yeşil’lerle oluşturduğu seçim koalisyonu CDU, oyların yüzde 10.4’üne ulaşabilir.

Anket sonuçları son dört yıldır ülkeyi yöneten sağcı koalisyon PAF’ın yüzde 35’le ikinci olacağını, Sosyalist Parti’nin ise yüzde 36 ile birinciliğe yükseldiğine işaret ediyor.

SOKAKTAN BARSELONA BELEDİYE BAŞKANLIĞINA

İspanya'da Mayıs ayı sonunda yapılan yerel seçimlerde, Kent Savunması’nın adayı 41 yaşındaki aktivist Ada Colau Barselona’nın ilk kadın belediye başkanı olmuştu.

İspanya’da 35 milyon seçmenin kayıtlı olduğu yerel ve bölgesel seçimlerde geçen yıl kurulan sol birlik partisi Podemos yüzde 25 oyla, ülkedeki iki ana partiden biri olan Sosyalist Parti'yi geçerek ikinci parti oldu.

Podemos’un desteklediği Barselona Kent Savunması’nın adayı 41 yaşındaki aktivist Ada Colau ise Belediye Başkanı seçildi. Barselona’nın ilk kadın belediye başkanı olan Ada Colau, seçim sonuçları belli olduktan sonra yaptığı açıklamada “Korku kampanyasına karşı umut ve heyecan kazandı” dedi.

Büyük değişimleri beraberinde getiren seçim sonuçları demokrasi tarihinde yeni bir döneme sahne oldu.

İpotek Mağdurları Platformu Sözcüsü olarak tanınan sol eğilimli kadın aktivist Ada Colau , Podemos, ICV, EUiA ve Procés Constituent partilerinin ortak adayı olarak seçime gitti ve Barcelona Belediye Başkanlığı yarışında en çok oyu aldı.

Hedefinin Barcelona’yı demokratik bir devrimin referansı haline getirmek olduğunu açıklayan Ada öncelikleri arasında yoksulluğa karşı acil durum planı ve yolsuzlukla mücadele birimlerinin oluşturulması olduğuna dikkat çekti:

“Bugünden itibaren (25 Mayıs) olası en büyük şeffaflığa yer vererek uyguladığımız siyaseti değiştirmeliyiz. Her bilgiye ulaşabilmeli, idari yönetimlerde neler olup bittiğini, nelerin çalındığını, siyasi partiler tarafından kontrol edilen yüksek kamu görevlilerini yakından tanımalı ve yeni bir düzen getirmeliyiz.”

Her bir oyun seçimlerde etkili olabileceğini göz ardı etmeyen Ada Colau seçim kampanyaları boyunca halkla yakından diyalog içerisinde oldu. 41 yaşında, kendisini “sıradan bir vatandaş” olarak nitelendiren Colau kirada oturduğunu, toplu taşıtları kullandığını ve globalleşme karşıtı olmadan önce her türlü işte çalıştığını söylüyor.

Ülkesinde ekonomik kriz mağdurlarının sözcüsü olarak tanınıyor…. Colau aşırı borçlanma, göçmelerin sınır dışı edilme politikası ve bankaların çıkarcı uygulamalarına karşı söylemleriyle biliniyor.

Ada Colau’yu başarıya götüren ilginç mücadele öyküsünü  buradan okuyabilirsiniz.

SYRIZA’NIN EKONOMİK KRİZ İLE İMTİHANI

Bu yılın başında Yunanistan’daki, Syriza ve karizmatik genç lideri Alexis Tsipras’ın seçim zaferi dünya siyaset tarihinde tarihi bir olay olarak karşılanmıştı.

Özgün düşüncelere sahip genç lider Tsipras, ekonomik sıkıntılarla boğuşan Yunan halkı için yeni bir umut, mevcut düzenden bıkan Avrupalılar için de yeni bir esin kaynağı olmuştu.

Tsipras ve partisini böyle bir sembol haline getiren husus, sol ideolojisine dayalı hedefleri, ekonomik büyümeye ve sosyal adalete yönelik programı ve dıştan empoze edilmek istenen “kemer sıkma” baskılarına karşı kesin duruşu idi.

İlk aylarda gösterdiği performans, özellikle AB’ye ve IMF’ye meydan okuyan tavrı, popülaritesini yükseltmiş, Haziran’da yapılan referandumda da güven tazelemişti. Gerçi sonradan işler öngörüldüğü gibi gitmedi. IMF ve Euro bölgesi ile borçlarını ödenememesi nedeniyle iflasın eşiğine gelen Yunanistan’ı, bu durumdan kurtarmak için geri adım atmak, hatta savunduğu görüşlere tümüyle ters bir politika bile izlemek zorunda kaldı. Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) oluşturduğu kreditörlerin dayatmalarına boyun eğdi. Sonrası zaten malum: Syriza’nın radikal kanadının topluca istifa etmesi, partinin bölünmesi, eski Enerji Bakanı Panayiotis Lafazanis önderliğinde Halk Birliği Partisi’nin kurulması ve erken seçim kararı…

Syriza, yapılan anket sonuçlarına göre, 20 Eylül Pazar günü yapılacak erken genel seçimlerde, yüzde 26,5 ile Yeni Demokrasi’nin bir puan önünde birinci parti olarak görünüyor. Seçimin sonucunu ise ‘kararsız’ seçmenler belirleyecek.

Yunanistan’da seçimlere birkaç gün kala, son anket sonuçları ile ülkenin geleceğine ilişkin yorumları buradan okuyabilirsiniz.

İSPANYA’NIN ‘GEZİCİLERİ’, ‘YAPABİLİRİZ’ DİYOR!

İspanya’da ekonomik kriz nedeniyle başlayan halk hareketi sonucunda geçen yıl Mart ayında kurulan siyasi parti Podemos (Yapabiliriz), ülke siyasetinde 40 yıllık geleneği bozup, dengeleri değiştirecek gibi görünüyor.

Aralık ayındaki ilk genel seçimlerine hazırlanan Podemos’un 38 yaşındaki lideri Pablo Iglesias, “Bölünme sol ve sağ arasında da değil; bir yanda hırsız bir azınlık ve onun oligarşisi, öte yanda da demokrasi ve yüzde 99 çoğunluk çelişkisi var. Avrupa’da yeni bir tarih yazacağız” diyor.

“Öfkeliler” olarak adını duyuran, ülkedeki ekonomik ve siyasi düzene karşı kendiliğinden ortaya çıkan halk hareketi sonucunda geçen yıl kurulan Podemos, Aralık ayında yapılacak genel seçimde birinci parti konumunda gösteriliyor.

Henüz bir yıl önce kurulmasına karşın Podemos, geçen yıl Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu seçimlerinde beş koltuk kazanarak büyük bir sürpriz yapmıştı. İspanya’da yıl sonunda yapılacak seçimlerde, anketlere göre partinin oyları katlanarak artıyor.

Podemos, Aralık ayında yapılacak genel seçim öncesi anketlerde yüzde 30’a yakın oy oranıyla birinci parti olarak görünüyor. Madrid’deki on binlerce kişinin katıldığı “değişim eylemiyle” de Podemos büyük kitleleri sokağa dökebileceğini bir kez daha gösterdi.

Euro bölgesinin en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olan İspanya, 8 yıldır ekonomik krizle boğuşuyor. Her dört kişiden birinin işsiz olduğu ülkede, ekonomik durgunluktan çıkış için istihdama ihtiyaç var.

İspanya’da Podemos’un ilginç yükseliş öyküsünü  buradan okuyabilir ve videolarını izleyebilirsiniz.

VE TÜRKİYE: SAĞ-SOL MAKASI YÜZDE 30 DAHA AZALDI

New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Şirin’in saptamasına göre, Türkiye’de de sağ-sol makası 7 yıl sonra yüzde 50’den 20’lere indi.

Türkiye’de son 65 yılda yapılan hiçbir seçimde sağ adına sandığa giden partilerin oyu yüzde 58’in altına düşmedi. Daha da önemlisi yukarıdaki tabloda da özetlendiği gibi sağ partiler ile sol partiler arasındaki oy makası bir tek 1977 seçimlerinde 10 puana indi. 2004 yerel seçimlerinde bu fark tam 50 puandı! Ancak 7 Haziran 2015 seçimlerinde bu makas 20 puan bandına kadar geriledi. 7 Haziran seçimi, solun 12 Eylül’den sonraki en başarılı seçimi oldu. Başka bir anlatımla da sağın mutlak hâkimiyeti ilk kez beş seçim üst üste ya da 10 yıllık bir sürede düşmüş oldu.

1 Kasım Pazar Günü yapılacak erken genel seçimlerde eğer sonuçlar yapılan anketlerdeki gibi çıkarsa bu oranın daha da düşme olasılığı bile var.

SONAR Araştırma Şirketi’nin 1 Kasım Seçim tahminlerine ilişkin yaptığı anket sonuçları:

MetroPOLL Araştırma Şirketi’nin 1 Kasım Seçim tahminlerine ilişkin yaptığı anket sonuçları: