Türk Sosyal Ağı Garajda Değil Odada Doğdu

Gebzeli iki genç girişimci tarafından kurulan yerli sosyal ağ Freelyshout üç yılda 320 bin üye sayısına ulaştı Gebzeli gençler Ertan Aktaş meslek lisesi, Yasin Ersoy ilkokul mezunu. Yerli sosyal ağ “freelyshout”u Aktaş'ın küç&uum...

Türk Sosyal Ağı Garajda Değil Odada Doğdu (14 Nisan 2015)

Gebzeli iki genç girişimci tarafından kurulan yerli sosyal ağ Freelyshout üç yılda 320 bin üye sayısına ulaştı

Gebzeli gençler Ertan Aktaş meslek lisesi, Yasin Ersoy ilkokul mezunu. Yerli sosyal ağ “freelyshout”u Aktaş'ın küçük odasında kurdular. 320 bin üyeleri var. Üniversite diploması engeline takıldıkları için bakanlık desteği alamıyorlar.

Al Jazeera Türk’ten Başak Çubukçu’nun özel haberinde, Ertan Aktaş ve Yasin Ersoy adlı gençlerin ilginç bir girişimcilik hikayesi yer alıyor…. Biri 31, diğeri 26 yaşında. Gebze'de yaşıyorlar. Dostlukları çocukluk yıllarına uzanıyor. Ortak özellikleri bilgisayara olan merakları. Bu, onları iş ortaklığına kadar sürükledi.

Onlar sosyal paylaşım sitesi ‘özgürce haykır’ın kurucuları. Siteye İngilizce versiyonu 'Freelyshout' adresinden de girmek mümkün.

Twitter’ın aksine güncel konular, siyasi polemikler yok. Onlara göre, üyeler çoğunlukla günlük hayatlarında olup biteni paylaşmak ya da sosyal sorumluluk projeleri ile ödev için siteyi kullanıyorlar. 

Küçük bir odadan 320 bin üyeye

Ertan meslek lisesi mezunu, Yasin de ilkokul. Kendi yağıyla kavrulan ailelerden geliyorlar. Düzenli bir gelirleri yok, parça başı işler yaparak para kazanıyorlar.

Nereye gitseler, taşınabilir bilgisayarları da yanlarında. Hayatları, bilgisayar…

Yerli sosyal medya fikri ilk kez bu küçücük odada konuşuldu. Burası Ertan’ın yatak odası. Bir yatak, bir masa sığabiliyor sadece. İki arkadaş kafa kafaya verdiler ve el birliğiyle çalışmalara koyuldular.

Önce görev paylaşımı yapılması gerekiyordu. Bir üçüncü kişi yoktu yanlarında. Koca bir ekibin yapabileceği görevleri üstlenmek zorunda kaldılar. Ertan tasarımı, Yasin de yazılımı aldı. Ertan’a göre onlar konsantre bir ekip.

Her şeyin başlangıcında bir hayalin gerçekleşmesi var.

“Çocukluktan bu yana meraklıydım bilgisayarlara. İlk web sitemi 1997'de yaptım. O zamanlar bilgisayar yok bizde. İnternet kafeye giderdim. İnsanlar oyun oynarken ben sitem için uğraşırdım. Yaklaşık 6-7 saat geçirirdim. Benim bilgisayarım da ayrıydı. Mecbur kalmadıkça işletmeci o koltuğu kimseye vermezdi. Ben meslek lisesi mezunuyum. Bilgisayar okumak çok istedim ama puanı yüksekti. Metal işleri mezunuyum. Askerden sonra kurslara gittim. Üniversite diplomam yok ama tasarım konusunda her şeyi biliyorum. Sadece 3dmax ve autocat dışında. Geri kalan tüm programlara hakimim. Kodlama ve web tasarım konusunda çok iyiyim. Yasin yazılımda çok iyi. Böyle olunca, çok kişinin yapabileceğini biz ikimiz çıkardık. Paslaşa paslaşa ekip oluşturduk. Biz konsantre bir ekibiz.”

Gecelerini gündüzlerine kattılar. En sonunda 2013'te yayına girdiler. Sitenin şu anda 320 bin üyesi var.

“Destek yok”

Global dijital istatistikler raporuna göre, Türkiye’de internet kullanım oranı, tüm nüfusa oranla yüzde 45. 35 milyonun üzerinde internet kullanıcısı var. En çok kullanılan sosyal medya platformu Facebook. Onu yüzde 72’lik oranla Twitter takip ediyor.

Gençlerin kurduğu yerli sosyal paylaşım sitesinin kullanıcı sayısı azımsanacak gibi değil ama yine de devede kulak kalıyor. Çok yaygın değil. Bilinirlik oranı düşük. İkili bunun nedenini tanıtım bütçelerinin olmamasına bağlıyorlar.

“Yeteri kadar duyuru yapamıyoruz. Kimse ilgilenmedi. Sosyal sorumluluğun adı var bu ülkede, kendisi yok. Kimse önemsemiyor. Halbuki her şeyiyle yerli bir ağ kurduk. Biz bir yere kadar getirdik. Ama buradan sonra ilerleyemiyoruz. Birilerinin bize destek olması gerektiğini düşünüyoruz. Sunucu altyapımızı güçlendirmek istiyoruz. Şu anda iki server var, bizim bunu 22’ye çıkarmamız lazım. Uygulamaya çıkmak istiyoruz bir de… Bu proje başka bir ülkede, örneğin ABD’de olsaydı, mobil uygulamalara başlamıştık. Ülkelere şube açıyorduk.”

Türkiye’den neden bir Facebook, Twitter çıkmıyor?

Tanıtım bütçeleri yok. İstanbul, Samsun ve Trabzon’da yaşayan kullanıcılar gönüllü olarak sitenin işlerini paylaşmış durumda. Kimi reklamverenlerle toplantılara katılıyor, kimi de blog yazılarını yazıyor.

Gençlerin en büyük derdi büyüyememek, tanınmamak. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na başvurduklarını ama yaşadıklarının tam bir hayal kırıklığı olduğunu ifade ediyorlar.

“Bakanlıkla iki kez görüştük. Bakanlık bize maddi destek sağlayamayacaklarını söyledi. TÜBİTAK’ın tekno girişim yerine başvurmamızı istediler. Ama oraya başvurmak için dört yıllık üniversite mezunu olmak lazım. Ben lise mezunuyum, Yasin de ilkokul. Üniversite mezunu olmanız lazım. Destek bulamadık. Biz hayallerimiz gerçekleştirdik, bundan sonraki amacımız büyümek. Ama bu ülkede üniversite mezunu değilsen hayal kuramazsın, proje geliştiremezsin deniliyor.”

Haberin devamını Al Jazeera Türk ten okuyabilirsiniz.