Pazarlama Arenasında İnternet ve Dijital Medyanın Avantajları

Yazan: Kamil Eryazar İnternet üzerindeki sosyal paylaşım siteleri ve oluşturulan bloglar, reklamverenler için hedef kitlelerine doğrudan, hızlı, üstelik çok daha ucuza ulaşabildikleri bir mecra olarak önem kazanmaya başladı. internet bağlantılı akıllı cep telefonu ve tablet bilgi...

Pazarlama Arenasında İnternet ve Dijital Medyanın Avantajları (27 Kasım 2012)

Yazan: Kamil Eryazar

İnternet üzerindeki sosyal paylaşım siteleri ve oluşturulan bloglar, reklamverenler için hedef kitlelerine doğrudan, hızlı, üstelik çok daha ucuza ulaşabildikleri bir mecra olarak önem kazanmaya başladı. internet bağlantılı akıllı cep telefonu ve tablet bilgisayar uygulamaları, dijital ortamı koskoca bir pazarlama arenasına dönüştürdü.

Bilgi Ayrıcalıklı Yaşam

Sosyal paylaşım siteleri, bloglar, forumlar, e-mail zincirleri ve mobil medya karşısında tahtı sallanmaya başlayan geleneksel basılı medya da çözümü yeni bilgi teknolojilerine uyum sağlamaya çalışmak da buldu.

Artık gazeteler web sitelerinde salt haberleri vermiyor, multimedyanın tüm olanaklarından yararlanmaya çalışıyorlar. Sitelerini podcast‘ler, videolar, e-mail linkleri, bloglar, yorum alanları, Facebook ve Twitter’la bağlantı gibi etkileşim unsurları ile destekliyorlar. Haber kaynağı artık sadece ajanslar değil, başta Twitter olmak üzere sosyal medya. Bu deneyim, tüketicilerin haberin oluşumuna etkin katılımlarını da sağlamaya başladı.

Artık okuyucular okuduğu yazıyı oylar, arkadaşlarına gönderir ve üstelik yorum yapar hale geldiler. Bütün bunlar da tüketiciye benzersiz bir bilgi etkileşimi deneyimi ile birlikte yeni bir kitle iletişimi süreci yaşatmaya başladı.

Medya izleyicileri, artık salt tüketmek değil, aynı zamanda katkıda bulunmak, yorum yapmak ve kendi mikro medyalarını yaratmak gibi daha işlevsel sistemler talep eder oldular.

Her Şeyi Anında, Herkesten Önce Bilmek : “İlk bilen siz olun!”

İnternet üzerindeki sosyal paylaşım siteleri ve oluşturulan bloglar, reklamverenler için hedef kitlelerine doğrudan, hızlı, üstelik çok daha ucuza ulaşabildikleri bir mecra olarak önem kazanmaya başladı. Hatta sosyal ağ ve bloglarda yerinde, zamanında yapılan PR aktiviteleri sonucu, markanın etrafında oluşan WOM‘ların, haberin bir blogdan öbürüne hızlıca yayılmasına neden olduğu, bunun da verilen mesajın etkisini katladığı görüldü.

Markalar da gelişmelere ayak uydurmaya çalışarak, “tüm dünyayı, hemen şimdi” isteyen tüketicilerin, bu beklentilerini karşılayabilmek için ellerinden geleni yapmaya çaba gösterdiler. Buna koşut olarak, markaların “Size Özel!” anında kişisel doyum önerileri de artmaya başladı. Her gün reklamlarda, “niye bekleyeceksiniz ki?” sorusu gittikçe daha sık duyulur oldu. Özellikle kredi kartları, anında tatmin isteğinin katalizörü olarak öne çıktılar.

Dijital Pazarlama Arenası

İnternetteki Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım siteleri, bloglar, arama motorlarının yanı sıra, internet bağlantılı akıllı cep telefonu ve tablet bilgisayar uygulamaları, dijital ortamı koskoca bir pazarlama arenasına dönüştürdü.

Markalar kendi web siteleri ve kurumsal blogları dışında, Facebook’ta sayfaları, Twitter’daki “tweet”leri, You Tube’da videolarıyla, tüketicilerine ulaşmaya başladılar.

Hatta iPad ve diğer markaların android işletim sistemli benzeri cihazlarında bir aplikasyon (uygulama) ya da advertgame (reklam-oyun) olup, hedef kitleleri ile buluştular.

Geleneksel medyada tek taraflı bir iletişim söz konusu iken, sosyal medyada çift taraflı, etkileşimli ve anında gerçekleşen bir iletişim yaşanmaya başlandı.

Eskiden bazı işletmelerin duvarında “Şikayetinizi müdüriyete, memnuniyetinizi dostlarınıza iletiniz” yazardı. Artık şikayetler de, memnuniyetler de, her şey anında internette, sosyal medyada  paylaşılıyordu.

Tüketiciler yaşadıkları marka deneyimlerini sosyal ağlarda birbirleriyle paylaşmakla yetinmeyip, artık markayı da doğrudan yönlendirmeye başladılar.

“Siber Statü” Dönemi

İnsanlar birbirlerine, reklama bağımlı geleneksel medyaya göre, daha çok güveniyor, inanıyorlardı.

Sosyal ağların yaygınlaşması ile birlikte, insanların kendileri de birer mikro medya haline geldiler. Ortak özellikleri olan bu mikro medyalar da makro anlamda sosyal medyayı oluşturdu.

İnternetin bir yaşam biçimi olarak hayatımıza girmesiyle birlikte, “sosyalleşme” (?) ‘sayısal verilerle’ ölçülmeye başlandı! Toplumdaki yeni kanaat önderleri de neredeyse Facebook’da en çok arkadaşı, Twitter’da en çok takipçisi, Linkedln’deki en çok bağlantısı, bloğunda en çok okuyucusu, Foursquare’da en çok check-in’i, Instagram’da en çok fotoğrafı olan kişilerden meydana gelmeye başladı.

Artık pazarlama iletişimi yöntemi, bazen bir Facebook uygulaması, bazen bir mikrosite, bazen blog, bazen viral bir video, bazen online bir oyun ya da yarışma, bazen de interaktif bir kampanya, genellikle de tümünü kapsayan bütünleşik bir planlama olabiliyordu.

İnternet ve Dijital Medyanın Avantajları

Markalar, kullanıcı sayısı hızla artan internette, doğrudan hedef kitleleriyle buluşabiliyorlar. Tüketicileriyle daha güçlü ve etkileşimli bir bağ kurabiliyorlar.

İnternetin en büyük avantajları arasında, geri dönüş ve ölçümlemenin son derece hızlı ve kolay olması yer almaktadır.

Reklam maliyeti açısından, klasik medya ile karşılaştırıldığında, en azından şimdilik daha ekonomik ve avantajlıdır. Az maliyetle büyük geri dönüşler sağlanabilmektedir.

Güncelleme kolaylığı ve erişim hızı nedeniyle son derece dinamik bir yapıya sahiptir.

Sosyal medya ve dijital pazarlama, markaların sosyo-kültürel değerlerini oluşturmada önemli bir etken. Bu da doğrudan markanın bilinirliğine ve büyümesine yansıyor.

Dijital medyada uygulanan pazarlama ve reklam yöntemleri, sonuç odaklı “farkındalık” yaratma açısından, geleneksel medyaya göre daha avantajlı konumdalar.

Yarın: Pazarlamada ZMOT Dönemi