İK Sosyal Medyada Sizi Gözetliyor!

İş arayan adaylar ne kadar sosyal medyayı kullanıyor, bir işe girerken firmanın sosyal medya sayfalarını inceliyor mu? Ya da eleman arayan firmalar işe alacakları kişiyi sosyal medyada araştırıyor mu, adayın paylaştığı içerikleri takibe alıyor mu? Aşağıdaki sonuçlar kuşkusu...

İK Sosyal Medyada Sizi Gözetliyor! (9 Ocak 2013)

İş arayan adaylar ne kadar sosyal medyayı kullanıyor, bir işe girerken firmanın sosyal medya sayfalarını inceliyor mu? Ya da eleman arayan firmalar işe alacakları kişiyi sosyal medyada araştırıyor mu, adayın paylaştığı içerikleri takibe alıyor mu? Aşağıdaki sonuçlar kuşkusuz iş hayatının ve insan kaynaklarının da sosyal medyaya kocaman bir adım attığını gösteriyor…

İnternet üzerinden iş ve personel bulma konusunda hizmet veren insan kaynakları firması Secretcv.com, hayatımızı yönlendiren sosyal medya kavramını iş hayatı ve insan kaynakları özelinde Marketing Türkiye dergisine değerlendirdi.

Firmalar işe alacağı adayları yakından takip ediyor

Secretcv.com’a üye olan 235 firma arasında 12 Kasım-31 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına baktığımızda firmalarından aday seçerken ve işe yerleştirme yaparken sosyal medyayı kullandığını görüyoruz.

Firmaların yüzde 58’i işe alacağı kişinin sosyal medya hesaplarını inceliyor. En çok izledikleri sosyal medya hesapları ise yüzde 45 ile Facebook, yüzde 35 ile Twitter, yüzde 15 ile Linkedin. Firmalar işe alacağı kişilerin sosyal medya hesaplarını incelerken en çok adayın sosyal medyada kullandığı dile ve yayınladığı içeriğe bakıyor (yüzde 35). Adayın beğendiği sayfalar (yüzde 23), Profil fotoğrafının güncel ve gerçekçi olması (yüzde 18) ve ortak arkadaşlarının olup olmaması (yüzde 12) dikkat ettikleri diğer unsurlar arasında yer alıyor. Adayın arkadaş sayısına dikkat eden firmaların oranı ise sadece yüzde 2.

Sosyal medyada paylaştığımız her içerik ve edindiğimiz networkumuz iş hayatımızda bize geri olumlu olarak geri dönebiliyor.“Firmalara adayların hangi paylaşımları siz de olumlu etki uyandırıyor?” diye sorduğumuzda yüzde 36 ile “mesleki birikimlerini paylaşması” cevabını aldık. Adayın özel hayatını gözler önüne sermeden kendisiyle ilgili kısıtlı bilgi ve fotoğraf paylaşması ise yüzde 28 ile ikinci sırada yer aldı. Adayların genel bilgilerinin güncel olması, sivil toplum örgütlerine yardım eden içerik paylaşması ve firmanın sosyal medya sayfalarını beğenmiş olması diğer önemli unsurlar arasında yer aldı.

Olumsuz etki uyandıran paylaşımların başında ise yüzde 29 ile çalıştığı şirket ya da çalışma arkadaşları hakkında olumsuz eleştirilerde bulunması yer alıyor. Çalıştığı şirketin kurumsal kimliğine zarar verecek içerik paylaşımlarında bulunması yüzde 23 ile ikinci sırada yer alırken, üçüncü sırada yüzde 20 ile dini inancını ve siyasi görüşünü açık açık belli eden paylaşımlar yapması bulunuyor.

Firmalar ayrıca adayların, mesai saati içinde çok sık mesaj ve fotoğraf paylaşmasından ve paylaştığı fotoğraflarda özel hayatını deşifre etmesinden rahatsız oluyor.

Yukarıdaki sonuçlarda da desteklendiği gibi firmalar, adayların özel hayatlarını görmek yerine iş hayatlarıyla ilgili paylaşımları görmek istiyor. “Firmalara çalışanlarınızın sosyal medyada kurum hakkında yapacakları yorumları engellemek ya da kontrol altına almak için sosyal medya kuralları hazırladınız mı?” diye sorduğumuz da ise sadece yüzde 3’ünden evet yanıtını aldık. Ancak firmaların yüzde 87’si bu uygulamayı yapmak istediklerini belirttiler.

Adaylar firmalardan interaktif ve sürekli iletişim bekliyor

Secretcv.com’a üye 15 bin 800 aday arasında, 12 Kasım-31 Aralık 2012 tarihleri arasında yapılan araştırma sonuçları, adayların iş ararken sosyal medyayı kullandıklarını açıkça gözler önüne seriyor.

Adayların yüzde 65’i firmaların sosyal medyada kendi hesaplarını incelediğini düşünüyor ve bu nedenle yüzde 80’i herhangi bir paylaşım yaparken online itibarını da göz önüne alıyor. Paylaştığı içeriklerin bilinçli olması adayların sosyal medyada daha nitelikli içerik üretmesine de neden oluyor. Adayların yüzde 85’i iş başvuru yaptığı ya da mülakata davet edildiği firmanın sosyal medya hesabını inceliyor. Ancak firmanın sosyal medya hesabı olup olmaması o firmada çalışma kararını etkilemiyor.

Adaylar, işe girmek için başvuru yapacakların firmaların sosyal medya sayfalarında düzenli ve güncel içerik paylaşılmasını önemsiyor (yüzde 30). Firmaların insan kaynakları uygulamalarıyla ilgili bilgi vermesi ve firmanın kurumsal kimliğine uygun içerikler paylaşması da adayların dikkatinden kaçmıyor.

İnteraktif iletişimin de önemini vurgulayan adaylar, firmalara sosyal medyada bizimle iletişim halinde olsun diyor. Yani interaktif olarak sağlanan sürekli bir iletişim adayların firmalardan en büyük beklentisi haline geliyor.

Paylaşım yaparken korkmak mı? O da ne?

Adaylar çalıştıkları firma ile ilgili de sosyal medyada paylaşımda bulunuyor. Adayların yüzde 35’i çalıştıkları firmanın kampanya ve duyurularını paylaşırken, yüzde 28’i çalıştıkları kurum ile ilgili eleştirilere cevap veriyor. Yüzde 22’si firma hakkında kişisel görüşlerini paylaşırken yüzde 14’ü bu tarz paylaşımları doğru bulmuyor. Adayların sadece yüzde 1’i korktukları için çalıştıkları firma ile ilgili herhangi bir paylaşımda bulunmuyor.

Adayların çalıştıkları firma ile ilgili bilgi paylaşımında bulunurken cesur davrandıklarını görüyoruz. Bu da bazı noktalarda firmaların zor durumlarda kalmasına neden olabiliyor. Örneğin firma sosyal medyada bir strateji belirliyor ve ortak bir dil oluşturuyor. Bütün içeriklerini oluşturuyor, talepleri ve şikayetleri buna göre cevaplandırıyor. Çalıştığı firmasına iyilik yaptığını düşünen ve tamamen iyi niyetli olan bir aday, firmasıyla ilgili herhangi bir eleştiriye cevap verebiliyor. Bu da bazen firmanın istediği cevap olmayabiliyor ya da belirlenen ortak dilin dışına çıkılabiliyor.

Sosyal medyanın en büyük özelliklerinden biri burada karşımıza çıkıyor; kimin ne zaman, ne konuşacağına, ne yazacağına müdahale edemiyoruz. Ama çok iyi yönetirsek bu konuşulanlar markamıza değer katabiliyor. Çalıştığınız kurumda sosyal medyada içerik paylaşımı konusunda bir kısıtlama var mı? Diye sorduğumuzda ise adayların yüzde 80’i hayır cevabını veriyor. Çok değil birkaç yıl öncesine kadar şirketlerde, birçok internet sitesine erişimin yasaklandığı biliyoruz. Bu sonuçlar artık internet kısıtlamasının tarihe karıştığını gösteriyor.

Marketing Türkiye