Gazetecilikte Dijital Devrim ve İnternet Haberciliğinin Kısa Tarihi

Yazan: Kamil Eryazar 20 Gazetenin ortaklaşa yayınladıkları ‘gazete haberlerinin televizyonlarda okunmaması ve internet sitelerinde paylaşılmamasına’ ilişkin yasaklama deklarasyonu ve buna karşı atak olarak İnternet Fikir Platformu’nun yayınladığı ‘peki siz internet ve sosyal ...

Gazetecilikte Dijital Devrim ve İnternet Haberciliğinin Kısa Tarihi (8 Ekim 2012)

Yazan: Kamil Eryazar

20 Gazetenin ortaklaşa yayınladıkları ‘gazete haberlerinin televizyonlarda okunmaması ve internet sitelerinde paylaşılmamasına’ ilişkin yasaklama deklarasyonu ve buna karşı atak olarak İnternet Fikir Platformu’nun yayınladığı ‘peki siz internet ve sosyal medyadan alıp kullandığınız haberlere telif ödüyor musunuz?’ diye sorulduğu yanıt bildirgesi… Bir kez daha ‘kağıda basılı medya’ ile ‘dijital medya’ tartışmalarını gündeme getirdi. Gündemdeki bu tartışmalara ışık tutacak, dijital gazetecilik ve internet haberciliğinin gelişimine ilişkin yakın geçmişteki özet tarihsel bilgileri sunuyoruz.

Gazete-dergi-kitap okuru, radyo dinleyicisi ve televizyon izleyicisinden, dijital ağ toplumu üyesi, teknoloji okur-yazarı, dinleyici-dinletiri, izleyici-izletiri “iletişim insanı”na (homo commnunication) geçişi sağlayan Dijital Devrim sürecini yaşıyoruz.

Üstelik bu süreçte, IPTV teknolojisi ile birlikte, televizyonların da dijital medyaya katılacakları öngörülmektedir.

Dijital Devrim, salt medyayı değil, buna bağlı olarak pazarlama ve reklam sektörlerini de etkilemiş, değiştirmiştir.

Geleneksel medyanın dünyaca ünlü ‘medyatik’ patronu Rupert Murdoch yavaş yavaş iflas ettiklerini şöyle itiraf ediyordu: “Gazeteler, yayın hayatına başladıkları günden beri okurun istediği haberleri verdikleri için geliştiler. Bugünkü çöküşün nedenini yalnızca teknolojiye yüklemeyelim. Müşterisinin istemediği yemekleri yapan bir restaurant gibi biz de çöküyoruz!”

İnternet ve sosyal medya, yazı ile matbaadan sonra insanın kültürel evrimindeki en önemli gelişmedir. Ancak internet ve birlikteliğinde gelen kitlesel iletişim olanakları, başta reklamcılık olmak üzere, diğer birçok sektörde olduğu gibi önceleri geleneksel basılı medyada da anlaşılamamış ve ne yazık ki ciddiye alınmamıştır.

‘Haber’ ile Dijital Teknolojinin Buluşması

Türkiye’de 20 yıl önce bir iletişim aracı olarak hayatımıza giren ancak son yıllarda daha çok medyatik özellikleri ile habercilik alanında yıldızı parlayan internet, ‘dijital gazetecilik’ sektörünü oluşturmuştur.

Geleneksel basılı medya ve televizyonlarda olduğu gibi çok büyük yatırımlara gereksinim duyulmadan, üstelik hem basılı medya, hem de televizyonların işlevlerini de içeren teknolojik özelliğiyle dünya basın tarihinde bir devrimi gerçekleştirmiştir.

Kitlesel internet iletişimi, ilk başlarda geleneksel medyada sunulan enformasyonun yayılmasına olanak sağlayan bir işlev üstlenmiştir. Ancak sonradan bu yetmemiş, bizzat özgün içerik üretilen bir iletişim ortamına dönüşmüştür. Sosyal paylaşım sitelerinin oluşturduğu sosyal medyanın ortaya çıkışı ve yaygınlaşmaya başlamasıyla birlikte de dünyanın en büyük, en önemli kitlesel iletişim platformuna dönüşmüştür.

Bir süre gelişmeleri uzaktan izleyerek kayıtsız kalan geleneksel basın, sonradan bu teknolojik devrime duyarsız kalamayacağını anlamış ve bu değişim/gelişim sürecine katılmıştır.

Nüfus, okuma-yazma oranı, milli gelir, kentleşme oranı artarken, iletişim ve ulaşım teknolojileri gelişirken, kağıda basılı gazete ve dergilerin tirajlarının trajik biçimde artmamasının, üstelik düşmesinin en önemli nedenlerinden biri de kuşkusuz dijital medya ve internet gazeteciliğidir. Bu arada, iyi ki gazeteler için getirilmiş olan “kültürel promosyon” sınırlaması var. Yoksa gazeteler okuyucu kapma yarışında çoktan birer ‘alışveriş marketi’ne dönüşmüşlerdi.

Dijital Gazeteciliği üç döneme ayırabiliriz:

– 1993 – 2000 Geleneksel basılı medyadaki içeriğin dijital dokümanlara dönüştürülerek internet ortamına aktarılıp, yayıldığı dönem.

– 2000 – 2010 Profesyonel haber portallarının kurulduğu, Facebook, Twitter, FriendFeed gibi paylaşım siteleri, bloglarla birlikte sosyal medyanın oluştuğu, profesyonel ve amatör ama kullanıcı kaynaklı özel haber/içerik üretilip yayınlanan/paylaşılan dönem.

2010 – …….. Tablet Yayıncılığı Dönemi.

Basılı gazeteler ilk kez 1995 yılında internette web sitesi açıp yayın yapmaya başladılar. Amerika’da The Washington Times, New York Times gibi gazeteler bu işin öncüleri oldular. Aynı yıl Avrupa’da da International Herald Tribune ve Daily Mirror gibi gazeteler ‘sanal habercilik’ kervanına katıldılar.

Türkiye’de ise, internette sitesini oluşturan ilk basılı yayın, 19 Temmuz 1995 tarihinde Aktüel Dergisi oldu. Onu aynı yılın Ekim ayında Leman Dergisi izledi. İnternetten yayına geçen ilk gazete ise 2 Aralık 1995 tarihinde Zaman’dı. Milliyet Kasım 1996’da, Hürriyet ve Sabah ise 1 Ocak 1997’de online yayına başladılar.

Türkiye’de ilk nitelikli internet haber portalı olan Habertürk.com 1999 yılının Kasım ayında Rahmetli Gazeteci Ufuk Güldemir ve bir avuç idealist arkadaşı tarafından kurulmuştur. Habertürk.com Türkiye’deki dijital gazeteciliğin öncüsü sayılır.

1995 – 2000 yılları arasındaki ilk beş yıllık dönemde, genellikle basılı medyadan bağımsız haber siteleri, daha çok günlük basılı gazetelerdeki haber ve fotoğrafları internet ortamına aktarma işlevini görüyorlardı. Şimdilerde ise bu durum tersine döndü. Artık internetteki haber portalları ve Twitter, Facebook gibi sosyal medya siteleri, basılı gazeteler için ‘haber kaynağı’ olmaya başladılar.

Enflasyonist maliyet artışları karşısında, promosyona rağmen okuyucu sayısının bir türlü arttırılamayışı sonucu zora giren geleneksel medya, yaşanılan ekonomik krizlerde ilk iş olarak ‘tensikat’a (işten çıkarma) başvurmuştur. İşte internet haber portalları ve dijital gazetecilik, yüzlerce işsiz gazeteci için bir anlamda umut kapısı olmuştur.