Facebook Kullanıcılarının Sosyo-Psikolojik Analizi: Yalnızlar Kulübü

Facebook’ta çok sayıda paylaşımda bulunmak aynı zamanda yalnızlığın bir göstergesi Facebook hesabınızdaki arkadaşlarınızın sürekli olarak ‘Ne düşünüyorsun?’ bölümünü güncellemeleri sizi sinir ediyor olabilir. Ancak yapılan yeni bir araştırmaya göre dünyan...

Facebook Kullanıcılarının Sosyo-Psikolojik Analizi: Yalnızlar Kulübü (23 Mayıs 2014)

Facebook’ta çok sayıda paylaşımda bulunmak aynı zamanda yalnızlığın bir göstergesi

Facebook hesabınızdaki arkadaşlarınızın sürekli olarak ‘Ne düşünüyorsun?’ bölümünü güncellemeleri sizi sinir ediyor olabilir. Ancak yapılan yeni bir araştırmaya göre dünyanın en popüler sosyal ağ sitesinde çok sayıda paylaşımda bulunmak aynı zamanda yalnızlığın bir göstergesi.

New South Wales Üniversitesi araştırmacılarının yaptığı ve Computers in Human Behaviour dergisinin Temmuz sayısında yayınlanacak yeni bir çalışmaya göre, kendisini ‘yalnız’ olarak tanımlayan insanların yüzde 79’undan fazlası en sevdikleri kitap ve film gibi kişisel bilgilerini paylaşıyor. Diğer kullanıcılar arasında ise bu oran yüzde 65’in altında.

Dahası, çalışmanın yazarları Yeslam Al-Saggaf ve Sharon Neilson’a göre ‘yalnız’ kullanıcıların yaklaşık yüzde 98’i ilişki durumunun görünürlüğünü yalnızca arkadaşlar ile kısıtlamak yerine ‘herkes’ şeklinde ayarlıyor ve hatta ev adeslerini dahi paylaşıyor. Çalışma, yalnız olduklarını Facebook’ta belirtmeyen insanların ise daha çok din ve siyaset gibi konularda paylaşım yaptıklarını gösterdi.

Sosyal Medya Psikolojisi

Wall Street Journal’da yayınlanan habere göre, Al-Saggaf konu hakkında, “Yalnız hisseden kişilerin bu tip bilgileri paylaşması normal. Diğer insanların kendileri ile iletişime geçmesini kolaylaştırmak istiyorlar ki bu durum, yalnızlık hissinin üstesinden gelmelerine de yardımcı olabilir,” diye konuştu. Ancak 2010’da yayınlanan bir rapora göre sosyal ağlara aşırı derecede bağımlı olmak bazı doktorların ‘Facebook Depresyonu’ olarak adlandırdığı bir rahatsızlığa neden olabiliyor.

Eski bir lise öğretmeni olan 45 yaşındaki Rich DeNagel, depresif hissetmesine neden olduğu gerekçesiyle birkaç ay Facebook hesabını kapattığını söyledi. “Facebook’un çoğunlukla yalnız bir deneyim olduğunu düşünüyorum. İnsanların zor zamanlardan geçtiklerine dair bir paylaşım yaptıklarını pek göremezsiniz,” diyen DeNagel sözlerine, “Her şeyin harika olduğunu göstermeniz için büyük bir sosyal baskı var. Hiç bitmeyen bir ilginç, entelektüel ve kendinize özgü olduğunuzu gösterme ve dünyaya bir şey ispatlamaya çalışma macerası. Kendiniz olamıyorsunuz,” diye devam etti.

Dünyanın En Büyük Yalnızlar Kulübü: Sosyal Medya

Al-Saggaf ile Neilson’ın araştırması Facebook’ta aşırı derecede paylaşımda bulunmakla duygusal sıkıntıları ilişkilendiren ilk çalışma değil. 2012 yılında California State Üniversitesi profesörü Larry Rosen 800 Facebook kullanıcısı ile yaptığı çalışmada katılımcılara bir dizi psikolojik soruna ilişkin bazı testler uyguladı. Çalışma sonucunda Facebook’ta diğer kişilerin aktivitelerini sıklıkla ‘beğenen’ kişilerin ‘mani’ ve ‘kompülsif’ semptomları gösterme ihtimalinin oldukça yüksek olduğu görülmüştü.

Facebook ortamında sergilenen davranışlar yalnızlığın bir göstergesi olsa da yalnızlığa sebep olma ihtimali pek yok. New York Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine devam eden ve Facebook’un büyük bir hayranı olan 48 yaşındaki Christopher Shea paylaşımlarının ‘beğenilmesinin’ kendini iyi hissettirdiğini söyledi: “Sanırım fark edilmiş olmak ve kendine güven duygusu ile bir ilgisi var. ‘Beğeniler’ gelmeye başladığında vücuttaki dopamin seviyesinde hafif bir yükseliş oluyorsa hiç şaşırmam.” Facebook, utangaç kişiler için de iyi bir ortam: “Etkileşime geçmek için güvenli bir alan.”

Genç Facebook kullanıcıları genellikle yaşı daha büyük olan kullanıcılara kıyasla daha fazla arkadaşa sahip. Pew Research Center araştırmasına göre yaşları 18-29 arasında değişen Facebook kullanıcılarının yaklaşık yüzde 27’sinin arkadaş sayısı 500’den fazla, yaşları 65 ve üstü olan kullanıcıların yüzde 72’nin arkadaş sayısı ise 100 ya da altında. Yetişkin Facebook kullanıcıları arasındaki ortalama arkadaş sayısı ise 338.

Facebook hesabındaki arkadaş sayısı 500’den fazla olan DeNagel, sosyal ağın insanlarla iletişimde kalmak açısından yararlı olduğunu savunsa da yine de paylaşımlarına ihtiyatlı yaklaşıyor: “Facebook, bana kendimi daha da yalnız hissettiriyor. Her gün selfie çekip, fotoğrafımı değiştirip, iç dünyamdaki düşüncelerimi insanlara söylemek istemiyorum.”

‘Sevgili Yapanlar’ Sosyal Medyayı Bırakıyor!

Facebook tarafından paylaşılan bilgiye göre, Zaman Tüneli paylaşımları kullanıcıların ilişki durumu hakkında ipuçları veriyor.

Grafikte, Facebook’ta bir ilişkiye başladığını belirten kişiler mercek altına alınıyor. Grafiğe göre, ilişkiden yaklaşık 1 ay önce Zaman Tüneli paylaşımlarında gözle görülür bir artış oluyor. Bu artış, ilişkiden 12 gün önce zirve yapıyor ve sonrasında düşmeye başlıyor. Facebook’a göre bu durum, karşı cinse olan ilginin gösterilmesi olarak açıklanıyor. İki kişi arasındaki ilişki, sevgili olma durumuna dönüştüğünde ise Zaman Tüneli paylaşımları dibe vuruyor. Bu da ilişki başlayınca Facebook yerine daha çok fiziksel dünyadaki buluşmaların tercih edilmesine bağlanmış.

İlişkiye başlamak Facebook paylaşımlarındaki mutluluk ifadelerini de artırıyor. Facebook verilerine göre kişilerin ilişkiye başladıktan sonraki paylaşımlarında “aşk”, “güzel” ve “mutlu” gibi kelimeler daha sık görülüyor.

Sonuç olarak, insanlar hayatlarında özel biri olmadığı zamanlarda vakit geçirmek ve o ‘birini’ bulma umuduyla sosyal medyaya yöneliyorlar. Hayatlarına özel birisi girip ilişkiye başladıklarında ise sosyal medya kullanım oranı hızla düşüyor.