Bir Akdeniz Efsanesi: Begonvil

Gelin duvağı, Rodos sarmaşığı, konsolos çiçeği ya da en yaygın bilinen adıyla bir Akdeniz efsanesi olarak begonvil… Sabahın ilk ışıklarıyla balkonunuzdan aşağıya doğru sizi selamlar zarifçe. Gözünüzü biraz kaydırıp masmavi denizle yakaladığı bütünlüğü görünce d...

Bir Akdeniz Efsanesi: Begonvil (13 Haziran 2014)

Gelin duvağı, Rodos sarmaşığı, konsolos çiçeği ya da en yaygın bilinen adıyla bir Akdeniz efsanesi olarak begonvil…

Sabahın ilk ışıklarıyla balkonunuzdan aşağıya doğru sizi selamlar zarifçe. Gözünüzü biraz kaydırıp masmavi denizle yakaladığı bütünlüğü görünce daha bir mutlu uyanırsınız. İnsana yaşama sevinci verir.

Adını, kendisini 1768 yılında Brezilya’da keşfeden ve Avrupa’da tanınmasını sağlayan Fransız amiral Louis Antoine de Bougainville‘den almıştır.

Ana vatanı Güney Amerika olan Bougainvillea Ekvator’dan orta Brezilya’ya kadar uzanan alanda yetişir.

Begonvil, mor, beyaz, pembe ve kırmızı renkte çiçekleri olan, tırmanıcı özellikte ve ağaçsı bir bitkidir. Güneşi sever. Hastalık ve böcek barındırmaması önemli bir özelliğidir.

Akdeniz’in Süsü

Ülkemizde Akdeniz bölgesinin yazlık evlerinin vazgeçilmez bir bitkisidir. Begonvilin rengi aslında “bract” denilen rengini değiştirme kabiliyetine sahip bir grup yaprak tarafından verilmektedir. Yani aslında renkli görünen parçalar çiçek değil, kendi rengini değiştiren bir grup yapraktır. Braktelerin altında küçük sarı renkte görülen asıl çiçekler kokusuzdur.

Yapraklar 3-4 cm ya da türe göre biraz daha büyük olabilir. Yaprak kenarları düz olup, kış soğuklarında yaprak uçlarında bronzlaşma görülür. Begonviller sarılıcı bitkilerdir bu halleriyle binaların ya da peyzaj elemanlarının boyu uzunluğunca büyüyebilirler.

B.spectabilis mor renkli olan türdür, brakteleri en büyük türlerden biridir. ‘jamaica white” beyaz renklidir, soğuğa en dayanıksız olan türdendir. “rainbow gold’ ise kırmızı renklidir ve spectabilise göre daha seyrek bir yapısı vardır.

Eskiden Bodrum’da begonvil olmadığı, Cevat Şakir’in Büyükada’dan giderken oraya taşıdığı ve böylece orada yayılmaya başladığı söylenir.

‘Konsolos çiçeği’ denilmesinin nedeni de, bu çiçek ilk kez Mersin’deki İtalyan Konsolosluğu’nun bahçesinde görülmüş ve adı böyle kalmıştır.