Eylül’de Gel

Kamil ERYAZAR Nasıl geçtiğini anlayamadığımız bir yazı daha geride bırakıyoruz. Kuşkusuz bu yaza damgasını vuran en önemli konu siyasetti ve yine bu açıdan Türkiye’yi ‘sıcak bir kış’ bekliyor. Alpay’ın unutulmaz şarkısının herkesin gençliğinde özel bir anısı var...

Eylül’de Gel (1 Eylül 2014)

Kamil ERYAZAR

Nasıl geçtiğini anlayamadığımız bir yazı daha geride bırakıyoruz. Kuşkusuz bu yaza damgasını vuran en önemli konu siyasetti ve yine bu açıdan Türkiye’yi ‘sıcak bir kış’ bekliyor.

Alpay’ın unutulmaz şarkısının herkesin gençliğinde özel bir anısı vardır. Bir yazı daha geride bırakarak Eylül ayına girdik. Eylül, yazın bitişi ve sonbaharın gelişini simgeler. Ayın ortasında okulların da açılmasıyla bu geçiş ‘resmiyet’ kazanır.

Bu yıl okullar yine sancılı başlıyor. Ortaöğretimdeki TEOG sınavları sonrasında yaşanılan ‘yerleştirme’ karmaşası henüz çözülebilmiş değil. Binlerce öğrenci ve aileleri ne yapacaklarını bilmiyorlar. Ne yazık ki eğitim kalitesi yükseleceğine düşüyor. Eğitim-öğretim açısından bu dönemin bir başka özelliği ise dershanelerin son yılı olması. Önümüzdeki yıldan itibaren dershaneler özel okullara dönüşecek, dönüşemeyenler ise kapanacak. Bekleyip göreceğiz, bakalım nasıl olacak?

Kuşkusuz bu yaza damgasını vuran en önemli olay siyasetti. 31 Mart Yerel Seçimleri’nde başlayan maratonun ikinci etabı Cumhurbaşkanlığı Seçimleriydi. Sonuçlar çok da sürpriz olmadı. Son etap ise Mayıs 2015’te yapılacak olan Genel Milletvekili Seçimleri olacak.

Recep Tayyip Erdoğan, 11 yıl Başbakan ve 12 yıl Ak Parti Genel Başkanlığı görevlerinde bulunduktan sonra, az bir oy farkıyla 12. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya Köşkü’ne çıktı.

Hükümeti zor günler bekliyor

Bu hafta Meclis’te Ahmet Davutoğlu Başbakanlığı’ndaki 62. Hükümetin programı okunacak ve hafta sonunda büyük olasılıkla da güvenoyu alacak.

Erdoğan’sız beşinci Ak Parti hükümetini ekonomiden dış politikaya zor günler bekliyor. Ekonomik durgunluk ve işsizlik yeni hükümetin önündeki en önemli zorluk. Diğer yandan Güneydoğu komşularımız Irak ve Suriye’de yaşanılan istikrarsızlık, terör hareketleri de hükümetin başını ağrıtabilir. Musul Konsolosluğumuzu basarak rehin alınan 49 diplomat ve aileleri halen IŞİD terör örgütünün elinde rehin tutuluyor. Diğer bir iç sorun da elbette ‘çözüm süreci’.

Bunlar ve benzeri sorunlu konular, 8 ay sonra yapılacak seçim baskısı altında çalışacak yeni hükümeti zorlayacak.

Son olarak da ‘Anayasa Değişikliği’. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönlündeki gibi ‘güçlü ve etkin bir cumhurbaşkanı’ olarak görev yapabilmesi için de mevcut Anayasa’nın değiştirilmesi gerekiyor. Bunun için de Ak Parti’nin 2015 Genel Seçimleri’nde Anayasa’yı değiştirebilecek ya da en azından referanduma sunabilecek oy çokluğuna ulaşması gerekiyor. Erdoğan’sız ve önümüzdeki 8 aylık süreçte yukarıda kısaca değindiğimiz önemli ülke sorunlarıyla mücadele edecek iktidar partisinin bu hedefe ulaşabilmesi de bir o kadar zor görünüyor.

Halkın beklentisi yeni bir CHP

Bu hafta Ana Muhalefet Partisi CHP’de de Kurultay var. Son seçimlerde peş peşe alınan yenilgilerden sonra muhalif kanadın çağrısı ile toplanacak Kurultay’da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu karşısında şimdilik rakip olarak sadece Yalova Milletvekili Muharrem İnce var. İnce, Kılıçdaroğlu karşısında çok şanslı görünmüyor. Ancak CHP’nin kendisini yenilemesi de gerekiyor hem de çok hızlı bir biçimde. Genel başkan değişikliğinden çok stratejik düşünce ve eylem planı değişikliği gerekiyor. Partiye gönül bağlamış, oy veren milyonlarca yurttaş artık hayal kırıklığı ve umutsuzluk yaşamak istemiyor. Başarısızlık ve yapılan yanlışlıklar kabul edilerek özeleştiride bulunulmalı ve bu Kurultay fırsatı değerlendirilerek, geçmişten alınacak derslerle yepyeni bir yol haritası çizilmelidir.

Eylül’de gel

Yaşam elbette sadece siyasetten ibaret değil. Ülkemizin kendine özgü toplumsal ve siyasal yapısı nedeniyle ne yazık ki siyaset gündemi kişisel yaşamımızın da başköşesine oturuyor.

Oysa yaşanılası daha insancıl alternatif bir hayat var önümüzde. Eylül, sonbaharın başlangıcı demiştik. Tıpkı ilkbahar da olduğu gibi sonbahar da aşkın ve romantizmin biraz da hüzünlerin mevsimidir. Hafiften serinlemeye başlayan havaların, dökülmeye başlayan yaprakların, yağmurlar ve rüzgarların insana özgü güzel duyguları canlandırmasını umuyorum.

Mevsimin tüm güzelliklerini ve aşkın coşkusunu doyasıya yaşamanız dileğiyle…