‘Türk Sermayesi Gayrimenkul Rantının Cazibesine Yenik Düştü, Üretim Geriledi’

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye’de üretime aktarılabilecek sermayenin gayrimenkul rantının cazibesine yenik düştüğünü belirterek, “Uzun yıllardır üretime kredi vermediğimiz için üzülüyordum. Ancak üretim için artık çok geç” diy...

‘Türk Sermayesi Gayrimenkul Rantının Cazibesine Yenik Düştü, Üretim Geriledi’ (25 Eylül 2014)

İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye’de üretime aktarılabilecek sermayenin gayrimenkul rantının cazibesine yenik düştüğünü belirterek, “Uzun yıllardır üretime kredi vermediğimiz için üzülüyordum. Ancak üretim için artık çok geç” diye konuştu.

40 yıla yaklaşan bankacılık deneyiminin içine Bankalar Birliği başkanlığını da koyan ve  2001 krizi sonrasında sektörün yeniden yapılanmasında etkili rol oynayan İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Wall Street Journal Türkiye’den Kerim Karakaya’nın ekonomik gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

‘Türkiye ekonomisinin bugün tıkanmasına neden olduğunu söyleyen iktisatçılar var. Düşen büyüme oranları, yükselen enflasyon ve işsizlikle beraber ilerliyor. Siz ne düşünüyorsunuz son veriler çerçevesinde?’ sorusuna Ersin Özince’nin verdiği yanıt:

“Birçok alanda tıkanmışlık var. En büyük tıkanmışlık ise sermaye ve sermayenin aldığı insiyatiflerde. 1960’lardan sonra ortaya çıkardığı işadamı, üreten, ihraç eden şirketler ivmesini artık kaçırdığımızı düşünüyorum. O dönemlerin sermaye kültürü ve yapısı artık iş yapamıyor. Sermaye piyasası gelişemedi ve şirketler kurumsallaşamadı. Şirketlerin birçoğunun, İstanbul’daki üretim tesislerini yıkıp yerine gayrimenkule döndüklerini görüyoruz. Çok büyük bir sermaye üretimden gayrimenkule döndü. Çok büyük miktarlarda sermaye toprağa gömüldü. Sermaye tembelleşti.

Toprağa gömdüğümüz sermayeyi ise yurtdışı fonlardan sağladık. Bu da ayrı bir sağlıksızlık göstergesi. Gayrimenkulü menkulleştirecek ve iç fonlardan sağlayacak bir yapı kuramadık.”

Özince, bu konudaki değerlendirmelerini İstanbul üzerinden somut örnekler vererek tamamladı:

Bugün Türkiye’yi anlamak için İstanbul’u anlamak yeter. Türkiye ekonomisinin herhalde hangi açıdan bakarsanız bakın 3’te 1’ine denk gelen İstanbul’da üretim yapacak temel üretim araçları sahipliği dahi imkansızlaşmaktadır. Üretim için girdi olan arazi fiyatları, serbest bölgelerde dahi o kadar yüksek ki.. Ulusal ve uluslararası ilgi gören İstanbul’da arsa stoku limitli. Bu stoka ilave edilebilecek araziler çok fazla değer kazandı. Bu araziler üzerinde üretim yapılabilir mi? Katma değeri yüksek üretim yapılabilir mi? Bence kolay değil. Bu ilk adım. Kaldı ki eğitim, inovasyon ve bilimsel birimde iyi bir noktada olduğumuzu düşünmüyorum.

Arazi, işgücü, enerji gibi üretim maliyetleri açısından hatta yasal düzenlemeler açısından üretim konusunda ideal durumda değiliz. Yıllardır ülkemizin mukayeseli üstünlükler geliştirmesi gerektiğine işaret etmeye çalışıyorum. Bunu söylerken, rekabet edebileceğimiz alanlar bulup, buralara odaklanalım demeye çalışıyordum.”

WSJ Türkiye