Televizyon Kanallarının Reyting Ölçümleri Twitter’a Kayıyor

Alternatif reyting ölçümüyle ilgili tartışmaların ardından, TV kanallarının programlarında “Hashtag”lere yer vermesiyle Twitter üzerinden reyting ölçümü gündeme geldi. Nielsen araştırma şirketi bu yılın başında Twitter ile yaptığı anlaşmadan sonra Amerika’da...

Televizyon Kanallarının Reyting Ölçümleri Twitter’a Kayıyor (5 Temmuz 2013)

Alternatif reyting ölçümüyle ilgili tartışmaların ardından, TV kanallarının programlarında “Hashtag”lere yer vermesiyle Twitter üzerinden reyting ölçümü gündeme geldi. Nielsen araştırma şirketi bu yılın başında Twitter ile yaptığı anlaşmadan sonra Amerika’da bu yöntemi uygulamaya başlamıştı.

Sosyal medya üzerine çalışmalar yapan YNKLabs şirketi, geliştirdiği “Semantik Bariyer Sistemi”yle TV seyircilerinin Twitter üzerindeki paylaşımlarını analiz ederek kullanıcıların TV kanalları, program yapımcıları ve reklam verenlerle ilgili neler düşündüklerini analiz ediyor.

YNKLabs şirketi kurucu ortağı Deniz Umut Dereli, alternatif reyting sisteminin tamamen sosyal ağ üzerine kurulu bir sistem olduğunu belirterek analizlerin tamamını Twitter üzerinden yaptıklarını söyledi.

Türkiye’de aktif olan Twitter kullanıcı sayısının yaklaşık 14 milyon olduğunu, günde ortalama 10 -20 milyon aralığında Tweet atıldığını aktaran Dereli, geliştirdikleri yazılımın bu tweet’leri ayrıştırdığını ve bu tweet’lere anlam yüklediğini kaydetti.

Twitter’da yüzde 99’a yakın bir istatistikle kullanıcıların metafor kullandığını, olaylara biraz alaycı ve mizah yönüyle yaklaştığına dikkati çeken Dereli, şöyle devam etti:

“Eğer siz olumlu, olumsuz cümleleri ayrıştırıp, bir yarışma programıyla ilgili olumsuz söylemler, olumlu söylemleri istatistiğe koymak istediğinizde bu metaforlar sizi yanıltır. İşte biz bu metaforlara aşabilmek için, teknolojide semantik bariyer dediğimiz bir olgu var.

Biz semantik bariyeri aşabilmek için bir takım öğrenme sistemleri geliştirdik. Yani bir çeşit yapay zeka. Bizim idealimiz şu; eğer tweet atan kişiyi tanıyorsanız onun alaycı mı, gerçekçi mi, potansiyel mi gibi, enagram dediğimiz bir takım kriterler var, kişilik modelleri. Biz kişileri tanıyarak gerçekte onun metafor yapıp yapmadığını anlayabildiğimizi iddia ediyoruz.

Mesela siyasi liderler var. Siyasi liderlerimizin çoğu tehditkar dediğimiz, daha çok lider vasıflarına sahip enagram algoritmasına göre. Buna karşılık ise halkın attığı tweet’te daha çok alaycı kitle var. Mesela Orhan Gencebay daha barışçıl bir enegram modeli, Sezen Aksu yine aynı şekilde barışçıl bir enegram modeli.”

Televizyondaki programları, sinema ve dizi gibi programların Twitter’daki iz düşümünü bulan ve bunu bir grafiğe döken bir sistemden tasarladıklarını aktaran Dereli, Twitter üzerinden analiz yapmanın birçok prosesi gerektiren zor bir süreç olduğunu anlattı.

“Bizim için sayılardan çok Twitter kullanıcılarının neler konuştukları önemli”

Dereli, Survivor adlı yarışma programının kendi sistemlerine göre çok reyting alan bir program olduğunu belirterek, söz konusu yarışmada herkesin tuttuğu bir yarışmacı olduğunu dile getirdi. Dereli, alternatif reyting sisteminde reklam verenler ve kanallar için bunun ölçeklendirilebilmesinin önemine dikkati çekerek, “Söz gelimi ben X programla ilgili reklam verdim. Reklamım seyrediliyor mu  İşte bunu Twitter ile ölçebilirsiniz” dedi.

Normal reyting sisteminde çok kısıtlı bir kitle üzerinden ölçüm yapılabildiğine dikkati çeken Dereli, “Twitter’da ise milyonlarca kitle üzerinden istediğiniz kesiti alıp, istenilen kitleye uygun, hangi kanalın ne mesaj verdiğine, hangi kitleye ulaştığına göre seçimler yapıyorsunuz” dedi.

Alternatif reyting sisteminin teknolojik alt yapısı hakkında bilgi veren Dereli, konuşmasına şöyle devam etti:

“Televizyon kanallarını kaydediyoruz. Kanallar üzerinde bir takım işlemler yapıyoruz. Hangi program yayında ise onu anlamamız gerekiyor. Hangi karakter kim ise onu anlamamız gerekiyor. Hangi kanalın kaydedildiğini bulmamız gerekiyor.

Reklam giriş çıkışlarında hangi markanın döndüğünü bulmamız gerekiyor. Bunları Twitter’da arayabilmeniz için aradığınız şeyin videolar, resimler ve görseller olması gerekiyor. demekki bunların textlere dönüşmesi gerekiyor. Sesi de, markaları da, karakterleri de texte çeviriyoruz ve Twitter üzerindeki iz düşümlerini eş zamanlı olarak buluyoruz.”

“Markalar yeni kuşağın neler konuştuğunu anlamak istiyorlarsa, alternatif reyting sisteminin üzerine gitmeliler”

Klasik reyting sisteminden farklı bir konsept üzerinde çalıştıklarına değinen Dereli, “Bizim için sayılardan çok Twitter kullanıcılarının kanallar ve programlarla ilgili neler konuştukları önemli” ifadesini kullandı.

Twitter kullanıcısıyla TV arasında bir bağ bulunduğuna dikkati çeken Dereli, “Televizyonda bir program seyrederken Tweet de atıyorlar. Olumlu, olumsuz, sadece katılmak için tweet atıyorlar. Bizim yaptığımız çalışmalar gösteriyor ki ortak akıl denen bir şey var. Sosyal medyada insanlar diğerlerinden çok çabuk etkileniyorlar ve çok çabuk öğreniyorlar” diye konuştu.

Şirketlerin daha etkili pazar araştırması ve marka bilinirliği için Twitter üzerinde yapılan analizlere önem vermesi gerektiğini belirten Dereli, “Markalar TV üzerinden kullanıcıların, yeni kuşağın neler konuştuğunu anlayıp onlar gibi mesaj vermek istiyorlarsa,bu alternatif reyting sistemi üzerine gitmeliler” ifadelerini kullandı.

Nielsen ABD’de 6 ay önce kullanmaya başlamıştı

Twitter ve Nielsen yaptıkları anlaşmayla birlikte Amerika’daki televizyon izlenme oranlarının ölçülebileceği Nielsen Twitter TV Rating’i bu yılın başında hayata geçirmişlerdi.

Anlaşmayla birlikte toplanan bütün veriler Twitter paylaşımlarından oluşurken, sosyal televizyon kavramına yeni bir boyut kazanmıştı. Twitter üzerinden çalışan bu uygulama ile Nielsen, tam isabetli raporlar oluşturmayı hedefliyor. TV programları başlama saati ve dizi periyotlarında gerçek zamanlı izleyişi ve analizi elde edeceklerini dile getiren Nielsen, ayrıca takipçilerin ve izleyicilerin ne düşündüklerine de tam olarak erişebilmeyi de düşünüyor. Şirket, sadece TV kanalları için değil aynı zamanda izleyiciler için de faydalı bir veritabanı sunmaya çalışıyor.

Uygulama şu an sadece A.B.D’de hayata geçmiş olsa da, insanların Twitter kullanma alışkanlıklarını televizyon seyretme eylemiyle birleştirdiğimizde, uygulamanın Türkiye’de olduğu gibi dünyaya yayılmasının da çok uzun sürmeyeceğini söyleyebiliriz.