Ölmez Ağacı

KAMİL ERYAZAR Zeytinlik alanlarda sanayileşme ve yapılaşmanın önünü açan yasa değişikliği tasarısı TBMM Komisyonu’nda kabul edildi. 2002’den bu yana 6 kez reddedilen Zeytincilik Yasası’nın doğrudan veya dolaylı değiştirilerek zeytinlik alanlar�...

Ölmez Ağacı (5 Haziran 2017)

KAMİL ERYAZAR

Zeytinlik alanlarda sanayileşme ve yapılaşmanın önünü açan yasa değişikliği tasarısı TBMM Komisyonu’nda kabul edildi.

2002’den bu yana 6 kez reddedilen Zeytincilik Yasası’nın doğrudan veya dolaylı değiştirilerek zeytinlik alanların imara açılmasının önünü açan düzenlemeleri öngören tasarı ne yazık ki Meclis’te kabul edildi.

Kabul edilen tasarıya göre, ‘Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına izin verebilecek, bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilecek’.

Bu arada, Meclis Komisyonu’ndaki tartışmalar basına ve topluma da yansıdı. Sosyal medyadaki tepkiler hızla çoğaldı. Şarkıcı Tarkan da, "Zeytin ağaçları Anadolu'nun hazinesidir, belleğidir. Rant için zeytin ağaçlarına kıymayın" tweetiyle tartışmalara katıldı.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise Tarkan'ın sözlerine tepki göstererek, "Tarkan’ın zeytinlikleri mi varmış, ne yapacakmış zeytinlikleri? Tarkan’ın şarkılarını seviyoruz. Tarkan şarkılarını söylesin" dedi.

Tarkan ise 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Instagram’dan ‘2000 yıllık’ bir zeytin ağacı fotoğrafı paylaşarak, “Millattan, beyaz adamın Amerika'yı keşfinden, TBMM'den, Birleşmiş Milletler'den daha eskiyim. İki bin yaşındayım. #BenBirZeytinAğacıyım” diye bir bakıma Bakan’a yanıt vermiş oldu.

Partisinin grup toplantısında konuşan AK Parti Grup Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım da, "Zeytin mi daha önemli yapılacak tesis mi daha önemli Türkiye'nin geleceği açısından? Meseleyi doğru görmek lazım" dedi.

Üç yıl önce de dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da, Soma’da termik santral için 6 bin ağacın kesilmesi ve bu inşaatın Danıştay kararı doğrultusunda durdurulmasına da değinerek, “Dağ taş zeytin ağaçlarıyla dolmuştur. Ama Türkiye’nin enerjiye de ihtiyacı var. Zeytin alanlarıyla ilgili sıkıntı sadece termik santral yapılmasıyla ilgili değil” demişti.

Zeytin ağacı üç bin yıl önce Homeros’a şöyle seslenmişti:

“Ben herkese aitim, kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım.”

Nazım Hikmet’in 1947 yılında yazdığı ‘Yaşamaya Dair’ adlı şiirinin dizelerinde de yer almıştı zeytin:

“Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

           hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

           ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

                                      yaşamak yanı ağır bastığından.”

 

Zeytin, incir ile birlikte tarih boyunca efsaneler konu olmuş iki kutsal ağaçtan birisidir. Kutsal olmasının nedeni meyvesinin yanı sıra iki bin yılına kadar çıkan yüzyıllar ötesi uzun ömrüdür. Aynı zamanda barışın da simgesidir.

Zeytin, insanın varolduğu günden bugüne tüm toplumlarda önemsenmiş, hem sağlıklı yaşam hem de ülkelerin tarım ekonomisi açısından çok önemli bir bitkidir.

Zeytin, Ege Bölgesi’nde aynı zamanda kız çocuklarının da yaşam garantisidir. Midilli adasından gelen bir gelenekle, yeni doğan kız çocuklarına zeytinlik alınır ve evlenme çağına geldiklerinde de o zeytinlikten elde edilen hasadın parasıyla ev ve eşyaları karşılanır.

ÖLMEZ AĞACI

Efsaneye göre, Havva ile birlikte cennetten yeryüzüne kovulan Adem 930 yaşındayken öleceğine hisseder, Tanrı’dan kendisini ve dolayısıyla tüm insanlığı bağışlamasını dilemeye karar verir. Bu amaçla oğlu Şit’i Cennet Bahçesi’ne gönderir. Bahçenin bekçiliğini yapan melek, Şit’in duası üzerine İyi-Kötü Ağacı’ndan aldığı üç tohumu ona verir ve öldükten sonra babasının ağzına koyup öyle gömmesini söyler. Adem ölür ve Tabor Dağı yakınında Hebron Vadisi’ne gömülür. Adem’in ağzında yeşeren ve kök salan üç tohumdan Akdeniz ikliminin simgesi üç ağaç filiz verir: Zeytin, sedir ve servi.

Zeytin, tarih boyunca barışın sembolü kabul edilmiştir. Kutsal sayılmış ve birçok efsaneye konu olmuştur.

Dünyada zeytin dikim alanları

Zeytinin, Ege, Anadolu’nun Akdeniz kesimleri, Suriye ve Lübnan’dan ya da Mısır, Kuzey Afrika’nın Atlas Dağları kesiminden yayıldığı yönünde iki ayrı görüş bulunmaktadır. Ancak, aslı ne olursa olsun, günümüzde zeytin ağaçlarının yüzde 98 gibi önemli bir bölümü Akdeniz ülkelerinde bulunmaktadır.

Türkiye'de zeytin dikim alanları

Dünyada yaklaşık 10 milyon Hektar alan üzerinde 900 milyonu aşkın zeytin ağacı olduğu tahmin edilmektedir. Zeytincilikte İtalya ve İspanya başı çekmektedir. Yunanistan, Türkiye, Tunus, Portekiz, Suriye; Fas ve Cezayir diğer önemli zeytin üreticisi ülkelerdir. Türkiye; dünya zeytin ağacı varlığında 4’ncü, zeytinyağı üretiminde de 5. sıradadır. Ülkemizde zeytincilik ağırlıklı olarak Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılmaktadır. Zeytin ağacı varlığı 129.161.000 meyve veren 37.869.000 meyve vermeyen toplam 167.030.000 adettir.

Türkiye'de zeytin ağacı varlığı

Zeytin yağıyla birlikte yaklaşık 8000 yıl öncesinden bu yana dünyaya güzellik, sağlık ve lezzet pınarı olarak hizmet veriyor. Ağır büyüyen fakat oldukça uzun yasayan bir ağaç zeytin. Gövdesi çürümeye karşı çok dayanıklı. Üstelik de ömrünü tamamladığında köklerinden yeni bir ağaç filizleniyor. Ona yakıştırılan "Ölmez Ağaç" ismi belki de bu yüzden. Bir yıl bol, bir yıl az ürün verir zeytin ağaçları. En fazla yağ içeren meyvelerden biridir. Ağırlığının yaklaşık yüzde 20-30 kadarı yağdır. Nisan-mayıs ayları arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, kışın yapraklarını dökmeyen bir meyvedir. Gövdeleri çok dallı bir ağaççık olan zeytinin meyvesi önceleri yeşil, daha sonra mor ve siyah renge dönüşürler.

Zeytin; su, protein, yağ, selüloz, fosfor, kükürt, kalsiyum, klor, demir, bakır, manganez A, C ve E vitaminlerinden meydana gelir. 100 gram zeytinde 224 kalori vardır. 100 gr zeytinyağında 30 miligram E vitamini bulunur. Zeytin 700 ile 2000 yıla kadar yaşayabilen bir ağaçtır. Killi, kireçli ve su geçirebilen topraklarda iyi yetişir. Engebeli ve yamaç, fakat ılık rüzgarlı yerleri sever. Zeytinin anavatanı Anadolu'dur. Ege adalarından Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya'ya kadar uzanmış ve buradan da Kuzey Afrika'ya geçmiştir. Yine Güney Anadolu yoluyla Suriye, Mısır ve Fas'a kadar uzanarak bütün Akdeniz kıyılarını sarmıştır. Üçüncü bir kol olarak da Afganistan ve Pakistan'a kadar uzanmıştır.

İsrail saldırılarında zeytin ağaçlarını korumaya çalışan Filistinli bir kadın

ZEYTİNİN ÖYKÜSÜ

İlk olarak Yunanistan'ın Santorini Adası'nda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Zeytin Ağacı kuzeyde, Anadolu üzerinden Yunanistan, İtalya ve İspanya'ya; güneyde, Mısır üzerinden Kuzey Afrika'ya yayılmıştır. 16. yüzyılda Kuzey Amerika ve Latin Amerika ile birlikte Çin'e ve Japonya'ya ulaşmıştır.  Gerek mitoloji ve gerekse günlük yaşamdaki yeri bakımından Akdeniz kadar hiç bir coğrafyada zeytinin tarihi izlerini takip edebilmek mümkün değildir. Örneğin, Yunanistan'da zeytinin tarihi 4000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. 

Kur'an-ı Kerim'de de zeytinden söz ediliyor. Kur'anda bu zeytin ağacının Sina Dağı'ndan geldiği, meyvelerinden yağ elde edildiği ve bu yağın yemeklere lezzet vermek için kullanıldığı yazılıdır.

ZEYTİN AĞACI İNSANLIĞIN ASIRLIK DOSTU

Belki de hiç bir ağaç, insanlık tarafından zeytin ağacı kadar kutsal kabul edilmemiş, hiç bir ağacın üstüne bu kadar çok efsane yaratılmamıştır. Zeytin ağacının insanlık tarihindeki yerini kavraya bilmek için, bundan 39.000 yıl öncesine uzanmak gerekiyor.

Zeytin ağacına ilişkin bugün elimizdeki en eski veri, Ege Denizi'ndeki Santorini Adası'nda yapılan arkeolojik çalışmalara dayanıyor. Bu çalışmalarda 39 bin yıllık zeytin yaprağı fosilleri ortaya çıkarıldı. Kuzey Afrika'daki Sahra Bölgesi'nde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda ise Milattan Önce 12 bin yılına ait zeytin ağacı bulgularına rastlandı. Ancak ilk zeytin hasadının ne zaman ve hangi uygarlık tarafından yapıldığı bilinmiyor.

Yanıtlandırılamayan sorular bizi; zeytin, zeytin hasadı ve zeytinyağıyla ilgili efsanelere daha çok kulak vermeye çağırıyor.

ZEYTİN AĞACININ KÖKLERİ

Zeytin, tarih öncesi çağlardan bu yana doğada bulunur ve Akdeniz Kültürü'nün önemli bir parçasıdır. Bilim, zeytin ağacının ne zaman oluştuğunu tam olarak söyleyemese de mitoloji zeytinin var oluşuna kendince açıklık getirir. Zeytin ağacı yeryüzüne bir armağan olarak gönderilmiştir.

Eski Yunan'da tanrıların başı Zeus, insanlığa en değerli armağanı veren tanrı ya da tanrıçanın yeni kurulan şehrin hükümdarı olacağını ilan eder. Bunun üzerine deniz tanrısı Poseidon barış ile bilgelik tanrıçası Athena mücadeleye girişirler. Poseidon, üç dişli çatalını bir kayaya saplar ve insanları uzak yerlere götürecek, savaşlar kazanacak olan "atı" yaratır. Athena ise mızrağını yere saplayarak bir "zeytin ağacına" dönüştürür. Şehir halkı bu zeytin ağacının büyük bir zenginlik ve bereketin kaynağı olduğuna karar verir ve Athena' nın onuruna şehre "Atina" adı verilir. Bugün bile efsanenin olduğu kabul edilen yerde bir zeytin ağacı durur. Bütün zeytin ağaçlarının Athena' nın yarattığı bu zeytin ağacından çoğaldığı söylenir.

DEVAM EDECEK…

Makalenin bundan önceki bölümü: Türkiye, bindiği dalı kesiyor!