9 yaşındaki mavi kuşun hiç bilmediğiniz ilginç sosyal medyatik öyküsü

KAMİL ERYAZAR Ülke yöneticileri, siyasi liderler önemli kararlarını, görüş ve düşüncelerini ilk olarak Twitter hesaplarından açıklıyorlar.  Yerel yönetimler de etkin olarak kullanmaya başladılar. İspanya’nın Jun kasabası sadece T...

9 yaşındaki mavi kuşun hiç bilmediğiniz ilginç sosyal medyatik öyküsü (8 Ağustos 2015)

KAMİL ERYAZAR

Ülke yöneticileri, siyasi liderler önemli kararlarını, görüş ve düşüncelerini ilk olarak Twitter hesaplarından açıklıyorlar.  Yerel yönetimler de etkin olarak kullanmaya başladılar. İspanya’nın Jun kasabası sadece Twitter üzerinden yönetilmeye başlandı.

Pazarlama, satış ve müşteri ilişkilerinde de çoktan başköşeye kondu. Çağrı merkezlerinin yerini sosyal medya yönetimi, CRM’in yerini de SCRM aldı. Yatırım kararları bile Twitter’a bakarak alınıyor.

Yakında dünya Twitter üzerinden yönetilecek!

Bu yazı dizisinde, 2006 yılında kurucusu Jack Dorsey’in attığı ilk tweet ile başlayan ve kısa sürede bütün dünyayı sarıp sarmalayan 140 karakterlik kitlesel iletişim sisteminin, kuruluşundan başlayıp 9 yıllık ilginç gelişim öyküsünü okuyacaksınız.

Kısa sürede tüm dünyada yaygınlaşan sosyal paylaşım sitesi Twitter, gündemi yansıtan en hızlı kitlesel iletişim aracı konumuna geldi. Kitle iletişimi ve habercilik tarihinde yeni bir dönemi başlattı: “Yeni medya”. Ülkelerin yöneticilerinden siyasal liderlere, gazeteci-yazarlardan iş insanlarına, sanatçılardan akademisyen ve sporculara kadar pek çok kişi artık önemli mesajlarını ve gündemdeki konulara ilişkin yorumlarını Twitter üzerinden paylaşıyorlar.

Dünya üzerindeki her türlü olay, haber, sıcak gelişme artık ilk olarak Twitter’a düşüyor. Ülkelerin liderleri önemli açıklamalarını yine Twitter üzerinden yapıyorlar. Kısacası dünyanın nabzı Twitter’da atıyor, insanlar neler olup bittiğini Twitter’dan öğreniyorlar.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de oldukça aktif olarak kullanılan Twitter, özellikle gündem konularının tartışma merkezi haline geldi. Yaşanan her türlü gelişmenin çok kısa sürede “Trending Topic” listesine girdiği ‘mikro blog’ sitesi, gerek sunduğu dil desteği gerek ülke bazlı özellikleri nedeniyle tercih nedeni oluyor.

Twitter, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın da iletişim merkezi oldu. Kolay erişilebilir anlık hızı ve ‘erişim engeli’ olmadığı sürece de görece özgürlüğü nedeniyle, ülkelerdeki muhalif halkın sesi ve haberleşme kaynağı haline geldi.

Çok sayıda kişiye kolayca ulaşılan bu ‘özgürlük ortamı’, doğal olarak birlikteliğinde bilinçli ya da bilinçsiz ‘gerçekdışı haberler’ risklerini de getirdi. Toplumlar için sansürsüz haberlerle ‘uyandırıcı’, asılsız haberlerle ‘güdüleyici’, gizli reklamlarla da ‘yönlendirici’ bir işlev üstlendi.

İlk başlarda ülke ve dünya gündeminden bağımsız olarak, 140 karakterlik kişisel kısa iletiler, özlü güzel ve esprili sözler paylaşılıyordu. Buna göre de takipçi sayısı fazla çoğu (eski) blogger olan “fenomenler” oluşmuştu. Sonraları ise paylaşım içeriklerinin yerini ülke ve dünya gündemindeki olaylar, haberler ve bunlarla ilgili yapılan yorumlar almaya başladı. Gittikçe daha çok siyasallaşan ortamda, ilginç sözler üreten, cinselliği ve mizahı satmaya ve de ‘laf sokmaya çalışan’ fenomenlerin de eski havası kalmadı. Türkiye için şimdilerde adları bile anılmayan bu ‘zeki’ genç kişilerden geriye sadece o hızla yayınladıkları popüler kültür kitapları kaldı. Bazıları da geleneksel ya da yeni medyada kendine ‘köşe’ yaptı.

Fenomenler yerlerini siyaset, sanat, spor, medya ve popüler kültürde kendi alanlarındaki ünlü kişilere bıraktılar.

Bloggerlar da aslında bir ‘mikroblog’ olan Twitter’a transfer oldukları için bloglara olan okuma-yazma ilgisi de azaldı.

İlk tweet’ler…

Twitter’ın kurucularından Jack Dorsey @jack hesabından 21 Mart 2006’da ilk tweeti atarak, bugün dünyanın en etkin sosyal paylaşım ağı olan Twitter’ı kullanıcıların hizmetine sundu. Jack dünya çapında atılmış bu ilk tweet’te yalnızca Twitter’ının ayarlarını yaptığını belirtti.

Hemen arkasından ikinci tweet ise diğer bir kurucu Biz Stone tarafından atıldı ve o da aynı mesajı paylaştı.

Twitter, resmi hesabı @twitter üzerinden ilk mesajı, site açıldıktan ancak 478 gün sonra attı.

MİNİK KUŞ NASIL CIVILDAMAYA BAŞLADI?

Twitter’ın İlginç Kuruluş Öyküsü

New York Times yazarı Nick Bilton’un ‘Dev marka nasıl doğdu?’ (Hatching Twitter) adlı kitabında anlattıklarından öğrendiğimize göre, Twitter’ın kuruluş öyküsü de diğer sosyal ağlarınkinden farklı değil.

Sevgilisi tarafından terk edilen bir ergenin üniversite albümünü hack’leyerek başlattığı bir maceradan, bugün dünyadaki internet kullanıcılarının yarısının müptelası olduğu ve 1,5 milyar kullanıcısıyla neredeyse küresel bir yaşam biçimine dönüşen Facebook’un kuruluş öyküsüne çok benziyor. Aslında Silikon Vadisi’ndeki sosyal ağların, ABD’li “asosyal” ama sayısal zekâları yüksek bir grup devamsız ve ‘başarısız’ üniversiteli gencin evlerinin garajında oluşturulma öykülerinin tümü birbirine benziyor. Paranın, gücün, arkadaşlığın, ihanetin, entrikayla örülmüş, güç kokan, milyon dolarlık, sürükleyici ‘başarı öyküleri’ !

Derinliklerinde ise büyük, acıklı bir yalnızlık yatıyor: “Twitter, tıpkı Facebook gibi, bilgisayar ekranı karşısında çürümeye mahkûm asosyal gençlerin hayata karışmak, yabancılarla yakınlaşmak için buldukları bir çıkış yolu aslında.”

Bilgisayarla araları çok iyi asosyal gençler

Ancak milyonları birbirine bağlayan Twitter kurucularında ters etki yaratıyor, birbirinden en uzağa atıyor. Tek karşılaştıkları yerin mahkeme koridorları olacak derecede uzağa. ‘O varsa ben yokum’un eksik olmadığı hararetli toplantılar, kovmalar, kovulmalar, Twitter’ı Facebook’la aldatmalar, tekrar işe geri dönmeler, milyon dolarlık davalar… Jack Dorsey, Evan Williams, Biz Stone ve Noah Glass.

Nick Bilton, dört kurucu ortağın 2006’dan bugüne kadar aralarında neler yaşadığını çözmek için aylar süren bir mesai harcamış: “Hikâye gördüğünüzden çok daha karmaşık. Dördü arasındaki ilişkiyi anlamak bir cinayet çözmekten daha zordu. Kendimiz ‘bromance’ dozu yüksek, bir pembe dizinin ortasında buldum.” Bilton’a göre asıl ironiyse sosyal medya kurucularının kendi hayatlarında birer antisosyal kahraman olmaları: “Kendilerini bilgisayar karşısına kilitlemiş, üniversite çağını zorunlu olmadıkça sosyalleşmeden geçirmiş insanlar. Ve hepsi insanlardan çok bilgisayarla daha iyi anlaşıyorlar. Sorun da burada zaten. Tüm davalar, ayrı düşmeler hepsinin bu kadar zayıf olmasından kaynaklanıyor.”

İlk düşünce, sadece o an ne yaptığını belirten konum paylaşımlarıydı

Aslında fikir Jack Dorsey’e ait değil: Dorsey’e kalsa Twitter sadece ‘İşteyim’, ‘Yataktayım’ gibi lokasyon belirten statülerden ibaret olacaktı. Neyse ki kurucu ortaklardan Noah Glass daha ileri görüşlü çıktı, Twitter’ın bir iletişim kanalı olması gerektiğini düşünerek, Twitter’ı Twitter yapan tüm fonksiyonları tek tek oluşturdu.

SMS’den esinlenildi

Twitter ilk başta cep telefonundan SMS yollanması üzerine kurulu bir sistem olduğu için mesajlar 140 karakterle sınırlandırıldı.

Mark Zuckerberg Twitter’ı satın almak istemiş!

Jack Dorsey, Twitter’dan kovulduğunda aklında tek bir şey vardı: İntikam uğruna ezeli rakip Zuckerberg ile çalışıp Facebook’un daha da palazlanması için ter dökmek. Zuckerberg’in asıl amacıysa Twitter’ı satın almaktı. Twitter’ın Dorsey’siz kaldığını duyunca sitenin geleceğini kestiremeyip vazgeçti.

Başta ‘Twitter’ adı hiç düşünülmemişti!

Adı az kalsın Vibrate olacaktı! Glass’ın telefonunu her daim sessizde ve titreşimde tutması isim olarak akla ilk Vibrate’ı getirdi. Bir diğer güçlü adaysa Friendstalker’dı. Fakat her iki ismin de içinde saklı hafif alaycı tavır, hafif ‘belden aşağı’ espriye açık potansiyeli ekibin yeni kelimeler aramasına vesile oldu.

Larry

Twitter kuşunun resmi adı Larry. Twitter kurucuları böylelikle Boston Celtics basketbol takımının efsanevi ismi Larry Bird’e gönderme yaptılar.

Al Gore kurucularını içkiyle kandırmaya çalıştı!

Twitter’ı satın almaya çalışan sadece Zuckerberg değildi. Ashton Kutcher ve Puff Daddy de uzun bir süre, ellerinde milyon dolarlık çekle kurucuların peşinden koştular. Ama nafile. Satın almaya en yaklaşan isimse Al Gore’du. Politikacı, iş adamı, film yapımcısı, Nobel Barış Ödüllü Gore, son çare olarak kuruculardan Ev Williams ve Biz Stone’u bir ara her gece dışarı çıkardı, kulüp kulüp gezdirdi, şişe şişe içirtti fakat sonuç değişmedi. Her sabaha elinde imzalar atılmış bir kontratla değil, Alka-Seltzer’le uyandı!

Glass: ‘Bunu ben başlattım’

Twitter’ın kurulmasında Jack Dorsey’den belki de daha fazla söz sahibi olan Noah Glass, 14 Eylül 2013’te Twitter’dan ayrıldı. Son attığı tweet ise: “Twitter ekibine başarı ve dürüstlük diliyorum. Umarım bu çok önemli iletişim kanalını büyütmede başarılı olurlar.” ‘Hakkında’ bölümünde yazan sözde de, öfkesini ve derdini dile getiriyor: “Bunu ben başlattım!”

Son olarak Dick Costolo da ekipten ayrıldı

Twitter'ın İcra Kurulu Başkanı Dick Costolo da 1 Temmuz’da görevinden ayrıldı. Yerine Twitter'ın Eş Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Jack Dorsey geçici CEO olarak görevi devraldı. Dorsey, daha önce 2007-2008 yılları arasında da Twitter'da CEO olarak görev yapmıştı.

Dick Costolo’nun istifasında, Twitter’ın kullanıcı sayısının arttırılamayışı ve hisselerindeki düşüşün önlenemeyişinin etkili olduğu söyleniyor.

DEVAM EDECEK…