Kadınların Neden Daha Uzun Yaşadıklarının Sırrı Açıklandı

Kadınların daha uzun yaşamasının sırrının erkeklere göre hem biyolojik hem de sosyolojik avantajlara sahip olmalarından kaynaklandığı açıklandı TÜİK verilerine göre, Türkiye’de erkeklerde 73.7 yıl olan beklenen yaşam süresi, kadınlarda 79.4 yı...

Kadınların Neden Daha Uzun Yaşadıklarının Sırrı Açıklandı (14 Kasım 2014)

Kadınların daha uzun yaşamasının sırrının erkeklere göre hem biyolojik hem de sosyolojik avantajlara sahip olmalarından kaynaklandığı açıklandı

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de erkeklerde 73.7 yıl olan beklenen yaşam süresi, kadınlarda 79.4 yıla çıkıyor.

Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi 76.3 yıldır. Verilere göre, doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye geneli için toplamda 76.3 yıl, erkeklerde 73.7 yıl ve kadınlarda 79.4 yıl olurken genel olarak kadınlar erkeklerden 5.7 yıl daha uzun süre yaşıyor. Çalışma çağının başlangıcı olan 15 yaşındaki kişilerin ortalama kalan yaşam süresi 62.8 yıl. Erkekler için bu süre 60.1 yıl, kadınlar için ise 65.8 yıl. Türkiye genelinde, 50 yaşında olan bir kişinin kalan yaşam süresi ortalama 29.2 yıl olarak bekleniyor. Erkekler için bu süre 27 yıl iken, kadınlarda 31.8 yıla kadar çıkıyor.65 yaşında olan bir kişinin ise kalan yaşam süresi ortalama 16.7 yıl olurken, bu süre erkekler için 14.9, kadınlarda 18.5 yıl olarak belirlendi. Diğer bir ifade ile 65 yaşındaki kadınların erkeklerden ortalama 3.6 yıl daha fazla yaşaması bekleniyor.

İngiltere'de istatistiki verilere göre de 85 yaşındaki her altı kadına dört erkek düşüyor.

Dişiler birçok canlı türünde de erkeklerden daha uzun yaşıyor.

Peki kadınların erkeklere göre en az 6 yıl daha uzun yaşamalarının sırrı ne?..

MİTOKONDRİNİN SIRLARI ÇÖZÜLMEYE ÇALIŞIYOR

Current Biology tıp dergisinde yayımlanan araştırmada hücrelerin enerji kaynağı olan mitokondri DNA'sındaki mutasyonlara yoğunlaşılıyor.

Mitokondri, gıdayı vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiye çeviriyor.

Uzun bir ömrün de sırrı olarak görülen mitokondride çöküş ise canlıların yaşlanması sürecini getiriyor.

Bilim çevreleri yaşlanmanın önüne geçebilmek için mitokondrinin sırlarını çözmeye çalışıyor.

Mitokondri canlılara sadece anneden miras kalıyor.

Bu nedenle bir erkeğin yaşam beklentisini düşüren mutasyonları ayıklamanın bir yolu yok.

Bununla beraber bir yaşlanma uzmanı, kadın ve erkekler arasındaki yaşam beklentisi arasındaki farklılıkların açıklanmasında başka birçok faktörün sayılabileceğini söylüyor.

MEYVE SİNEKLERİNİN SIRRI

Araştırma kapsamında Avustralya'daki Monash ve İngiltere'deki Lancaster Üniversiteleri'nden uzmanlar, 13 farklı türde dişi ve erkek meyve sineğinin mitokondrilerini karşılaştırdı.

Monash Üniversitesi'nden Doktor Damian Dowling, sonuçların mitokondri DNA'sında bir dizi mutasyona işaret ettiğini, bunların erkeklerin ne kadar yaşayacaklarında ve ne kadar hızlı yaşlanacaklarında etkili olduğuna dikkat çekti.

Dowling'e göre ilginç olan, aynı mutasyonların dişilerin yaşlanma şekillerinde hiçbir etkisinin olmaması.

Zira belirledikleri mutasyonlar, hayvanların genelinde erkeklerin yaşlanma sürecini hızlandırıyor.

Ama mitokondri sadece anneden geçtiğinden, erkekleri etkileyen mutasyonların sonraki nesillere aktarılmasının da evrimsel bir gerekçesi bulunmuyor.

Newcastle Üniversitesi'nden yaşlanma profesörü Tom Kirkwood ise araştırmayı ilginç bulduğunu söylerken bir noktaya dikkat çekiyor:

"Mitokondrinin bir dizi canlı türünde yaşlanma sürecinde etkili olduğunu biliyoruz.

"Ama bence bu keşif kadınların neden erkeklerden beş ila altı yıl daha fazla yaşadığını açıklamıyor.

"Dikkate almamız gereken hayat tarzı, sosyal ve davranışsal faktörler de var. Ama biyolojideki asıl büyük farklılıklar ise kadınlar ve erkeklerin bambaşka hormonlara sahip olmaları."

KADINLARIN BİYOLOJİK VE SOSYOLOJİK AVANTAJLARI

Kadınlar erkekler kadar cesur olmadıkları ve sosyal ilişkileri daha güçlü olduğu için daha uzun süre yaşıyorlar. Uzmanlar erkeklerin biyolojik ve sosyolojik olarak dezavantaja sahip olduklarını belirtiyorlar.

Rapora göre, 2012 yılında doğan bir kız bebeğin 81,2 yaşında, erkek bebeğin ise bundan 5 yıl daha az yaşayıp 76,4 yaşında öleceği tahmin ediliyor. Bilim adamlarına göre, erkeklerin biyolojik ve sosyolojik olarak dezavantaja sahip olduklarını söyledi. İşte kadınların erkeklerden uzun yaşamasının nedenleri:

Kadınlar ana rahmindeyken bile daha dirençliler: Erkeklerin anne rahmindeki enfeksiyonlara ve diğer sorunlar karşısında ölüme daha yatkın olduklarını söyleyen bilim adamları, doğumdan önce erkeklerin fiziksel olarak gelişimlerinin de kızlardan daha yavaş olduğunu belirtti. Bu nedenle az gelişmiş akciğer ya da beyin fonksiyonlarına bağlı olarak erken doğduklarında erkek bebeklerin ölüm riskleri daha fazla.

Kadınlar daha az gözüpek davranıyor: Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’ne göre kasıtsız yaralanmalar erkekler arasındaki üçüncü ölüm nedeniyken kadınlar arasında ise 6’ıncı ölüm nedenidir. Sorumluluk ve risk hesaplamayla ilgili olan beynin ön lobu erkeklerde kadınlardan daha yavaş gelişiyor. Sonuç olarak erkekler kendilerini daha fazla riske atıyorlar.

Kadınlar kalp hastalığından daha geç yaşta ölüyorlar: Kalp hastalığı hem kadınlar hem de erkekler için birincil ölüm nedenidir. Fakat erkeklerde kalp hastalığı 30-40’lı yaşlarda gelişiyor ve ölüme yol açıyor. Kadınlarda ise bundan 10 yıl daha geç gelişiyor. Kadınlar menopoza kadar kalp hastalığından korunuyorlar. Çünkü östrojen hormonu kadınların damarlarını sağlam ve esnek olmasına yardım ediyor.

Kadınların sosyal ilişkileri daha güçlü: Arkadaşlar iyi bir ilaç gibidir. 2010 yılında Brigham Young Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, güçlü sosyal bağları olan insanların çok az sosyal bağı olanlara göre, ölme riski yüzde 50 azalıyor. Erkeklerin çoğunun streslerini ve endişelerini içine attıklarını söyleyen Legato, kadınların ise başkalarıyla paylaştığını belirtiyor. Ancak yapılan birçok araştırmaya göre, evli erkekler daha sağlıklı ve uzun yaşıyorlar.

Kadınlar sağlığına dikkat ediyor: Erkekler yıl içinde kadınlardan yüzde 24 daha az doktora gidiyorlar ve kolesterol testinden yüzde 22 oranında daha çok kaçarlar. Erkeklerin yüzde 28’inin düzenli olarak gittikleri bir doktoru bile yok. Erkeklerin çoğu hastalıkları reddeder ve belirtileri küçümser çünkü doktora gitmek istemezler.