Yasaklamalar Neden Ters Etki ve Tepki Yaratıyor?

İnsanın var olduğu günden beri yasak olan her şeye, merak dürtüsü ile içten içe ilgi duyduğu bilinmektedir. İnternet sansür ve yasakları da bundan payını almaktadır. İnternetteki bu ‘ters etki ve tepki’, 2003 yılında Amerika’da yaşanan bir olay nedeniyle ‘Streisand Etkis...

Yasaklamalar Neden Ters Etki ve Tepki Yaratıyor? (25 Mart 2014)

İnsanın var olduğu günden beri yasak olan her şeye, merak dürtüsü ile içten içe ilgi duyduğu bilinmektedir. İnternet sansür ve yasakları da bundan payını almaktadır.

İnternetteki bu ‘ters etki ve tepki’, 2003 yılında Amerika’da yaşanan bir olay nedeniyle ‘Streisand Etkisi’ olarak adlandırılmaktadır.

Konu ile ilgili Bilişim Hukuku Uzmanı Av. M. Gökhan Ahi’nin 2009 yılında Bilişim Hukuku Bülteni’nde yayınlanan makalesinden bir bölümü aktarıyoruz. Türkiye’de son yıllarda yaşanılanları zaten biliyorsunuz. Ahi, yazısında dünyadan bazı örnekleri veriyor:

İnternet ortamında bir şeyi yasaklamaya çalışmanın bazen yan etkileri de olabiliyor. Bu yan etkilerden birisi de, adını ünlü aktris Barbara Streisand’dan alan etkiden başka bir şey değil.

Fotoğrafçı Kenneth Adelman, kıyılardaki yalı erozyonuna dikkat çekmek için Kaliforniya kıyılarından yaklaşık 12 bin hava resmi çekmiştir. Bu resimlerden bir kısmı Pictopia.com isimli sitede yayınlanmıştır. Ünlü sinema aktrisi Barbara Streisand’ın evinin havadan görüntüsü de bu resimler arasındadır. Streisand, kamuya açık yayınlanan bu resimlerin arasında, kendi özel mülkiyeti olan evinin havadan çekilmiş görüntülerine karşı dava açarak, bu görüntülerin kaldırılmasıyla birlikte 50 milyon dolar da tazminat istemiştir. Streisand, dava dilekçesinde mahremiyetinin ihlal edildiğini öne sürmüştür.

Bu davanın açılması, medyanın oldukça ilgisini çekince her tarafta davanın ayrıntılı haberleri yayınlanmaya başlandı. Haberin yoğun bir şekilde yapılması, okuyucuların ve internet kullanıcılarının yoğun ilgisini çekti ve sonuçta dava konusu resimler bir ayda 420.000 kişi tarafından ziyaret edildi. Tabi iş sadece bununla kalmadı, mahkeme Streisand’ı davasında ayrıca haksız buldu.

İnternet tarihine “Streisand Effect” olarak geçen bu olay gösterdi ki, yasaklanmaya veya sansürlenmeye çalışılan her şey, aslında bir çığ gibi büyüyüp sakınılanın aksine çok daha büyük bir kitleye ulaşabiliyor.

Dünyada, Streisand’dan başka birçok ünlü kişi ve şirket, saklamaya çalıştığı şeyin daha fazla yayılmasına engel olamadı.

2006’da Brezilyalı ünlü manken, plajda erkek arkadaşıyla sevişmesini gösteren videonun kaldırılması için Youtube’un Brezilya’da erişime kapatılmasını sağlamıştı. Bu görüntüler, Youtube’da belki de sadece binden daha az kişi tarafından izlenmişken, erişim engelleme haberlerinin tüm dünyaya ajanslar tarafından duyurulmasıyla neredeyse bütün dünya tarafından izlendi.

Twitter’daki sadece 20 abonesine, apartman yöneticisi firma hakkında şikayette bulunan kişiye karşı firma tarafından tazminat davası açıldı. Fakat işler beklenildiği gibi yürümedi ve davacı firma kendi hizmet kusurunun milyonlarca kişiye yayılmasını ve dolayısıyla prestij kaybını engelleyemedi.

İran’da hükümet muhalif internet sitelerini sansürledi. Hatta daha da ileri giderek sosyal ağ sitelerine erişim engeli koydu. Fakat muhalifler ve destekçilerinin bile bilmediği birçok sosyal ağ sitesi bir anda kulaktan kulağa yayılarak popüler oldu ve muhaliflerin seçim kampanyası sırasında en çok kullandığı haberleşme araçlarının başında geldi.