Sosyetenin Zorlu seferindeki H&M kuşatmasından ibretlik izlenimler

Türkiye’de seçimler mi yapılmış, kim kazanmış, kim kaybetmiş, neden böyle olmuş, ülkenin geleceği ne olacakmış?.. Tüm bu toplumsal – siyasal kaygılar, hiç ilgi alanlarına girmediği için en küçük bir fikri bile olmayan...

Sosyetenin Zorlu seferindeki H&M kuşatmasından ibretlik izlenimler (5 Kasım 2015)

Türkiye’de seçimler mi yapılmış, kim kazanmış, kim kaybetmiş, neden böyle olmuş, ülkenin geleceği ne olacakmış?.. Tüm bu toplumsal – siyasal kaygılar, hiç ilgi alanlarına girmediği için en küçük bir fikri bile olmayan, Orhan Veli’nin dizeleriyle ‘bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya’ görüşlü tuzu kuru hanımların Zorlu seferindeki H&M kuşatmasından ibretlik izlenimler…

Gerçekten de ‘ibret-i alemlik’ ama hiç de şaşırtıcı olmayan “yağmalama” olayını önce Hürriyet ve Sözcü’nün haberlerinden okuduk. Sonra da CNN Türk’ün başarılı haber spikeri Duygu Demirdağ’ın ironik bir anlatımla kaleme aldığı izlenimlerinden de ayrıntıları öğrendik ve bu ilginç “vak’a”yı sizlerle de paylaşmak istedik.

Bangladeş, Kamboçya, Eritre gibi ülkelerde kadın ve çocukları günde 15 saat çalıştırıp, ayda 35 € maaş veren H&M, her yıl gerçekleştirdiği sezonun moda etkinliği olan tasarımcı işbirliğini bu kez Fransız moda evi Balmain ile gerçekleştirmiş. Dünya lansmanı geçtiğimiz haftalarda New York’ta gerçekleşen koleksiyon, Türk moda severlere de bir partide sunulmuş. İşte ne olduysa da bundan sonra olmuş.

H&M Zorlu Center mağazasında gerçekleşen davet ve sunum bir anda izdiham ve talana dönüşmüş.

Nasıl olmuş? Neler yaşanmış?

Biri 17:00’da diğer 19:00’da yapılan yarışma şeklinde ki davette, davetliler uzun süre kapı önünde sırada bekletildi. Kapılar açıldığında tüm kadınlar reyonlara hücum etti. Sosyetik bayanların birbiriyle yarıştığı alışverişte kadınlar kendilerinden geçti. 200 aşkın davetlinin birbiriyle yarıştığı renkli anlara Fatih Ürek’in bir bayan arkadaşı ile ceketini takas yapmak için pazarlık yapması damga vurdu.

Habercilerin röportaj yapmak istediği Merve Boluğur ise ilginç bir cevap vererek olaya kendisini nasıl kaptırdığını gözler önüne serdi. Boluğur habercilere, “ya ne röportajı, gitti güzelim ceket” diye sitem etti. 700 TL’lik alışverişi arkadaşları için yaptığını dile getiren Boluğur’un yarışmanın ikincisine de katılması dikkatlerden kaçmadı. 1700 TL’lik alışveriş yapan Işıl Rençber’in de “az önce bir kadın elime vurup elbiseyi aldı. Haksızlık bu” sözleri kadınların alışveriş sevgisini göstermiş oldu.

Fatih Ürek’in Sevinci!

Fatih Ürek, dün akşam yaşadıklarını hurriyet.com.tr’ye anlattı:

Aslında biz VIP davetli olarak gittik. Başta her şey normaldi, bizi şampanyalarla karşıladılar…

Ama kapılar açılınca neye uğradığımız şaşırdık… İnsanlara bir haller oldu, çıldırdılar…

Biz de kendimizi o çılgınlığa kaptırdık…Elimi uzattığım kıyafete bir başkası yapışıyordu, fenalaşanlar oldu…Nur Yerlitaş bayılacak gibi oldu, hemen sakin bir yere götürdük..

Ben de bir köşeye oturup, sakinleşmek istedim. O arada bir mankenin üzerindeki ceketi kimsenin almadığını fark ettim, fırsat bu fırsat deyip üzerinden çıkarıp aldım.

Mücadelenin sonunda yaklaşık 3 bin lira harcayarak 7-8 parça palto ve ceket aldım. Özellikle daha önce fiyatının 40 bin lira olduğunu bildiğim bir paltoyu bin liraya almak beni çok mutlu etti.

Aslında düşününce bu bir görgüsüzlük değil… Dünyanın her yerinde bu organizasyonlarda benzer şeyler yaşanıyor. Bunun parayla ilgisi yok, ben çok eğlendim…

“Mankenin birini devirmişler, üzerindekini söküyorlardı. İçinde ne olduğunu bilmediğim yerdeki iki kutuya sıkı sıkya sarılmayı başardım”

Hürriyet'ten Zeynep Güçlücan'a konuşan ve koleksiyonun tanıtım gününde mağazada olan bir doktorun ifadeleri aynen şöyle:

“Davet 17.30’da başlıyordu, ben yarım saat önce geldim. Hata etmişim, en az bir saat önce gelinmeliymiş. Tecrübesizlik tabii… Ön saflar hep tutulmuştu. Kapıların açılmasıyla çığlıklar ve uğultular yükseldi. İtiş kakış, 30 metrekarelik bölmeye bir buçuk dakikada ulaştım. Bütün reyonlar boştu. Mankenin birini devirmişler, üzerindekini söküyorlardı. Çünkü giysi olarak tek o kalmıştı. Birdenbire gözüme yerdeki kutular çarptı. Aynı anda benimle birlikte kutulara atlamaya çalışan kalabalıkla küçük bir arbede yaşadıktan sonra, iki kutuya sıkı sıkı sarılmayı başardım. İçinde ne olduğunu hiç bilmiyordum ama aldım işte. Dışarı çıktığımda içinden iki tane bot çıktı. Biri 36, diğeri 39 numara. Ben 37 giyiyorum. Ama geri vermedim. O kadar savaştım! Giymek isteyen arkadaşlarıma veririm, ne yapayım… Zaten taliplisi çok.”

Ekşi sözlük yorumu

Önce metrobüs keşmekeşi sandım, sonra insanların bunun için fazla iyi giyimli olduğunu düşünüp ilerlettim videoyu. İnsanların ulaşmak istediği noktada beleş şarap var, burası da bir sergi açılışı dedim sonra ama beklemediğim bir şey oldu, siyah paravan açıldı ve o noktada aklımı yitirdim.

Ünlüler falan var ya içlerinde. Ne aldıklarına bakmadan yağmalıyorlar rafları. Balmain ne, bu insanlar ne ara böyle bir etkinlikten haberdar olup kuyruğa girdiler, rafta tek başına duran ayakkabıyı neden aldı o adam?

Amatör video kısa sürede viral oldu

Bir davetlinin açılış esnasında kaydettiği videoda, siyah bir paravanın ardında bekleyen yüzlerce kişinin kapıların açılmasıyla birlikte içeri hücum ettiği görülüyor.

‘Kapanın elinde kaldığı‘ ürünlerin adeta ‘yağmalandığı‘ görülen video, bir mağazının açılışından öte savaş öncesinde erzak depolayan insanların talanını andırıyor.

“Vitrin mankeninin bacağını kapıp koşanlar neyse de, kadın tehlikedeydi ve kurtarılmalıydı”

Zorlu Center’daki H&M mağazasında ‘Balmain Koleksiyonu’ lansmanındaki izdihama tanıklık eden CNN Türk spikeri Duygu Demirdağ, yaşananları ‘AVM’de elit alışveriş çılgınlığı’ başlıklı bir yazı kaleme alarak aktardı.

Demirdağ, dekora düşen bir kadına yardım etmek isterken yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Kadın tehlikedeydi ve kurtarılmalıydı. İki güvenlik görevlisiyle birlikte hamle yaptık. Bu hamlemizi elinde tuttuğu payet gömleği araklamaya yönelik zannettiği için yavrusuna siper bir Bengal kaplanına dönüştü. Cam kutunun içinden çıkaramadığı ayağına aldırmadan, payetlerin üzerine kapandı. Üzerine varmadık.”

Demirdağ, elinde vitrin mankeninin bacağını sallayarak koşan bir kadın gördüğü anları ise, “Buna benzer son ifadeyi Macaristan sınırından geçmeye çalışan göçmenlerin yüzlerinde görmüştüm” sözleriyle aktardı.

Kuyruğun oluştuğu andan kapıların açıldığı dakikaya kadar yaşananlar Demirdağ’ın ifadeleriyle özetle şöyle:

“Kıdemliler, ‘o incili cekete’ atlayan ‘yelloz‘ları nasıl moleküllerine ayıracaklarının organizasyonunu yaparken, jungle’a yenice düşenler, ilk nümayişine hazırlanan taze devrimciler gibiydi.

Bir de, ‘Herhalde böyle herkesi birden içeriye almazlar değil mi?’ diye soran BAĞ-KUR tipi kuyrukçular vardı. Ve o vahşete kıyasla BAĞ-KUR insanlığın onuruydu.

Derken kapılar açıldı.

Sırada iki saattir bekleyenler, beş dakika önce gelenlerle aynı saflarda buluştu.

Önlerinde bekleyenlerin insan olduğunu unutup, medeniyetin en muhteşem örneğini sergileyen kalabalık, ardında çiğnenmiş bedenler bırakarak içeri girdi.

Mağazaya girdikleri anda gördükleri ilk menteşeye o dünyaca ünlü markanın adını yazararak sarıldılar.

Ardından etekler geldi, kürkler, botlar, gömlekler ve derken tokat gibi bir ses: “Orası aradığımız stand değil. Özel koleksiyon henüz açılmadı.”

O anda bitti eteklerin, kürklerin, botların efsunu. Yanlış zamanda yanlış konfeksiyona sevdalanmışlardı.

Derhal toparlandılar. Avın hakikisine doğru yola koyuldular.

Önlerinde markanın altın sarısı sembolüyle kaplı kartondan bir duvar, arkasında cennet-ül ala vardı.

Geriye bakmadılar. Yolda verdikleri kayıplarla vakit kaybetmediler.

Hızla yıktılar karton duvarı.

Sonrası…

Bu ülkede izaha muhtaç dediğin ne varsa, cevabı.

Yolsuzluk-hırsızlık-talan-arak-zorbalık-torpil…”

Ünlülerin lüks mağaza talanının nedeni ortaya çıktı: İnternetten satış

İstanbul ve Ankara'da H&M ve Balmain işbirliğinin düzenlediği etkinlikte ünlülerin mağazayı talan etmesinin nedeninin aldıkları ürünleri internetten satmak olduğu anlaşıldı.

Mağazayı talan eden ünlülerin bir kısmı aldığı kıyafetleri internet üzerinden satışa koydu.