‘Deli kızın türküsü’ yarım kaldı

Gülten Abla da yok artık, daha bir yalnızız ve ‘beni sorarsan kış işte!’ Fikret Otyam, Oktay Akbal, Sennur Sezer, Çetin Altan… Sanat edebiyat dünyasındaki yaprak dökümü nedeniyle bu yıl sonbahar daha bir hüzünlü geçiyor...

‘Deli kızın türküsü’ yarım kaldı (4 Kasım 2015)

Gülten Abla da yok artık, daha bir yalnızız ve ‘beni sorarsan kış işte!’

Fikret Otyam, Oktay Akbal, Sennur Sezer, Çetin Altan… Sanat edebiyat dünyasındaki yaprak dökümü nedeniyle bu yıl sonbahar daha bir hüzünlü geçiyor. Bu kez de yaşayan en büyük Türk kadın şairi ve insan hakları savunucusu Gülten Akın 82 yaşında aramızdan ayrıldı.

"Ah kimselerin vakti yok / durup ince şeyleri anlamaya"…

Uzun yıllardır “hikmet burcu”ndan seslenen Türkçe'nin incelikli şairi Gülten Akın 82 yaşında, uzun süredir tedavi görmekte olduğu hastanede yaşama veda etti.

Yarım yüzyılı çoktan deviren 'Rüzgâr Saati'nden bugüne, unutulmaz şiirlere, kitaplara imza attı Gülten Akın. Türk şiirinde ikinci yeni akımının tek kadın şairi olan Akın, 'Kırk ozanın bacısı', beş çocuğun annesi oldu.

Milliyet Gazetesi’nin yaptığı bir ankette Dağlarca'nın ölümünden sonra yaşayan en büyük şair seçilen Akın’ın son kitabı 2013 yılında şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan’ı (YKY) 2013’te yayımlanmıştı. Deli Kızın Türküsü’nün Sezen Aksu tarafından seslendirilmesiyle geniş kitlelerce tanınan Akın, son olarak Mayıs 2015’te yayımlanan kitap-lık dergisine, kendi deyişiyle “karaladığı” sözleri vermişti.

Derginin mayıs-haziran sayısına şiir sayfasına koyulmaması koşuluyla yolladığı sözler, Akın’ın üretimini sürdürdüğünün ispatı niteliğindeydi.

Oyunlar da kaleme alan Akın şiirinde, kırılmaları, gücenmeleri, saklanmaları, bağışlamaları, hoşgörüleri yazar, ama isyanıyla birlikte dile getirir. Diğer kitaplarında karşımıza çıktığı gibi bu kitabındaki kadınlar da öğretmen, doktor, Anadolu’da tanıdığı bacı, anadırlar; hepsi çaresiz biraz. Gülten Akın onların çaresizliğini dile getirirken isyan eder. Ama bu isyan illâ bağırmak değildir. Her ne kadar “kabullenme” gibi görünse de aslında kabullenemediği için bu dizeleri yazar şair.

Akın'ın şiir kitaplarından bazıları: Rüzgâr Saati (1956), Kestim Kara Saçlarımı (1960), Sığda (1964), Kırmızı Karanfil (1971), Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı (1972), Ağıtlar ve Türküler (1976), Seyran Destanı (1979), İlahiler (1983), Sevda Kalıcıdır (1991), Sonra İşte Yaşlandım (1995), Sessiz Arka Bahçeler (1998), Uzak Bir Kıyıda (2003), Beni Sorarsan (2013).

GÜLTEN AKIN’IN YAŞAMI

Bir süredir Burhaniye'de yaşıyordu. Zaman Gazetesi'ne verdiği son röportajında, hayatını şu sözlerle anlatmıştı:

"…Evler arasında küçük bir ev, veranda kocaman, önünde güller ve güller. Yazlık için yapılmış kooperatif evleri. Yazın gelenler çekilince bomboş. Soba, odun, kömür filan. İsteyerek katlandığım tek iktidar, sobanın iktidarı. Telefon dışında iletişimin olmadığı, seçilmiş bir ilkellik. Tavla oynuyoruz, yenilerek arada bir de yenerek. Seksenlerinde iki kişi. Arada bir iki dize yazıyor, onu bir yerlerde unutuyorum. Bulduğumda seviniyor, tamamlamaya uğraşıyorum. Çocuklarımız arıyor, ülkenin ve dünyanın acıları arasında küçük soluklanmalar, onlar hep iyi haberler vermek istiyorlar. Dertlerini çoğu kez saklayarak… Kötü haberleri müjde gibi ulaştıran bir eski televizyonumuz da var."

Gülten Akın, 23 Ocak 1933 yılında Yozgat'ta doğdu. Ortaöğrenimini Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi 'nde tamamladı. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1956'da Yaşar Can Koçak'la evlendi. Beş çocuk büyüttü. 1958-1972 arasında kaymakam olan eşinin görevi nedeniyle Anadolu'nun çeşitli ilçelerinde yaşadı. Gevaş, Alucra, Gerze, Saray ilçelerinde ve Kahramanmaraş'ta yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik yaptı.

Türk Dil Kurumu'nda Çalıştı

1972'de Ankara'ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu. Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı. İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve yönetici olarak görev aldı.

İlk Şiiri 1951'de Yayınlandı

Son haber gazetesinde ilk şiiri 1951'de yayımlandı. Ardından Hisar, Varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye gibi dergilerde çıktı. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık, özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980 öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Daha sonraki şiirlerinde toplumsal sorunlara yöneldi. Gezip gördüğü yerlerden aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı.

40'tan Fazla Şiiri Bestelendi

Şiirlerinde büyük ölçüde folklor öğelerinden yararlandı. Şiir üzerine yazılarını bir araya getiren ‘Şiiri Düzde Kuşatmak' (1983) kitabında, halk kaynağına inme isteğini, "Halkta var olan öz ve biçimi diyalektik olarak yükseltmek, şiiri yükseltirken halkın yaşamının ve yaşam biçimlerinin yükselmesine yardımcı olmak" sözleriyle açıklar. Şiirleri pek çok dile çevrildi ve 40'tan fazla şiiri bestelendi. Bestelenen şiirlerinden biri, Sezen Aksu'nun 1993 tarihli albümüne adını veren ‘Deli Kızın Türküsü'dür.